A24.com.tr » ekonomi » “2025 Yılında Türkiye Ekonomisi” konferansı düzenlendi

“2025 Yılında Türkiye Ekonomisi” konferansı düzenlendi

“2025 Yılında Türkiye Ekonomisi” konferansı düzenlendi

Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu'nun (EAF) “2025 Yılında Türkiye Ekonomisi” başlıklı konferansı gerçekleşti.

TÜSİAD ve Koç Üniversitesi ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından her yıl düzenlenen “Türkiye Ekonomisi” konferansı bu yıl, 17 Ocak Cuma günü gerçekleşti. Etkinlikte alanında uzman konuşmacılar 2025 yılı Türkiye ekonomisine dair öngörü ve beklentilerini paylaştılar.

Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Geride bıraktığımız neredeyse bir buçuk yılda Ülke Risk Primi, Merkez Bankası rezervleri ve cari açık anlamında pek çok başarı elde edildi. Enflasyonu düşürmenin ilk aşamasında ilerleme sağladığımızı görüyoruz. Ancak şimdi daha zorlu bir süreç başlıyor. Dezenflasyon süreci 2025'te de devam edecek, ancak hedeflenen seviyelere ulaşabilmemiz için bütüncül bir bakış açısıyla hareket ederek para politikasını daha uyumlu bir mali politika ve yapısal reformlarla desteklememiz gerekiyor.

Geçtiğimiz yılda Merkez Bankası'nın başarılı politikası devam ederken, maliye politikası tarafında özellikle kamuda tasarruf ve kayıt dışı ile mücadelede daha güçlü adımlara ihtiyaç duyuyoruz. Benzer şekilde harcama kompozisyonunun çok daha verimli olması gerektiğine inanıyoruz.

Önümüzdeki dönemde otomasyona, insan kaynağına, markaya yatırım yapmazsak verimliliğimizi arttıramayacağız ve rekabetçilik avantajımızı kaybedeceğiz. Kalıcı, sürdürülebilir, doğru bölüşülmüş refahın ve ekonomik kalkınmanın sağlanması için hem çok daha köklü reformlar hem de sanayinin bakış açısının değişmesi gerekiyor.

Buradan yola çıkarak, rekabetçilik ve verimlilik konularını daha doğru analiz edebilmek ve somut veriler üzerinden tartışabilmek için, Türkiye'nin rekabet gücüne dair bir veri seti üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışmanın ilk sonuçlarını Mart ayında kamuoyu ile paylaşacağız. Mart ayının ardından da oluşturduğumuz endeksi her çeyrekte yayınlamaya devam edeceğiz.

Önümüzdeki dönemde beklentimiz; hukuk devletinin, yargı sisteminin ve demokrasinin güçlendirilmesi, hukuki öngörülebilirliğin sağlanması ve piyasa ekonomisi ilkeleri ile uyumlu politikalar geliştirilmesi, kurumsal kapasite ve bağımsızlığın artması, çağımıza uygun bir eğitim reformunun yapılması, verimlilik ve rekabetçiliğin artması için teknolojik dönüşümün desteklenmesi, sanayide yeşil dönüşümün esas alınması, kayıt dışı ekonomi ile daha etkin bir mücadele.”

Açılışın ardından konferans Hande Demirel'in moderatörlüğünde gerçekleşen “2025 Yılında Türkiye Ekonomisi” paneli ile devam etti. Oturumda TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara ve Emekli Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız konuşmacı olarak yer aldı.

Konuşmasına 2024'ün enflasyonla mücadelede aşama kaydedilen bir yıl olduğu halde enflasyondaki düşüşün yavaş olduğunu ifade ederek başlayan TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç şunları söyledi: “Sadece para politikası üzerine oturan bir programdan ziyade çok daha kapsamlı, uzun soluklu ve içinde reform adımları barındıran bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Enflasyonla mücadelenin maliyetli olduğunu zaten biliyorduk. Özellikle reel kesim bilançolarında belirgin baskı görüyoruz. Elbette uzun yıllar boyu düşük finansmanla dönen bir sistem ve verimlilik, katma değer konularından uzaklaşmış bir reel kesim mevcut. Bu da ülkemizin rekabet gücünü tamamen azaltmış durumda. TÜSİAD olarak bu konu üzerine bir süredir çalışıyoruz. Her ne kadar reel kesim kur ve faiz tartışsa da aslında maliyet yapısını topyekûn ele alan, küresel piyasalarda rekabet gücümüzü ölçen bir bilimsel çalışmaya, endekse ihtiyaç vardı. Mart ayıyla beraber TÜSİAD Rekabet Gücü Endeksi'ni yayınlamaya başlıyoruz. Umuyorum ki hem politika önerileri açısından hem de süreci doğru analiz edebilmede veri sağlama açısından önemli bir açığı kapatıyor olacağız.”

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp ise şu değerlendirmelerde bulundu: “2024 yılında Koç Üniversitesi bünyesinde yapmaya başladığımız hane halkı enflasyon beklenti anketi, enflasyonun ineceğine hane halkının pek ikna olmadığını gösteriyor. Veriyi incelediğimizde enflasyon beklentilerini oluşturan temel faktörün kişisel tecrübeler, yani çarşı pazarda takip edilen fiyatlardaki artışlar olduğunu gözlemliyoruz. Buradan yola çıkarak enflasyon beklentilerini düşürmenin temel şartının enflasyonu düşürmek olduğunu görüyoruz.

Kişisel tecrübeler enflasyon beklentilerine bir baz oluştururken siyasi tercihlerle ve takip edilen medya kanalları da bu beklentileri etkiliyor. Siyasi tercihini iktidar yanlısı kullanan katılımcıların ileriye yönelik enflasyon beklentileri daha düşük olmakla birlikte, bu grubun beklentileri bile %70 alt sınırının çok altına düşmüyor.”

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara konuşmasında uygulanan ekonomi politikalarının bir ödemeler dengesi krizi riskini önemli ölçüde azalttığını ancak enflasyonla mücadelede yeterince başarılı olamadığını kaydetti. Hakan Kara sözlerine şöyle devam etti: “Bunun en temel nedenleri parasal sıkılaştırmaya geç başlanması ve bütçe harcamalarının kısılamaması. 2025 yılında da maliye politikasında önemli bir sıkılaşma beklenmiyor. Yönetilen fiyat artışları da muhtemelen enflasyon hedefinin üzerinde gerçekleşecek. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde enflasyon düşmeye devam etse de iyileşme resmi tahminlerden daha sınırlı olacak gibi görünüyor.”

Emekli Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız konuşmasında enflasyonla mücadelenin önemli araçlarından birinin de kamu harcamalarını kısıtlamak olduğunu belirterek şunları ifade etti: “Ancak yapısal değişikliklere gidilmediği sürece, bütçede harcamaları hızlıca ayarlayabilecek esneklik bulunmuyor. 2024'te bütçe disiplini bir miktar sağlanmış gibi gözüküyor, ancak kamu borç stoku sebebiyle faiz yükü yüksek. Bundan sonraki süreçte faiz ödemeleri, bütçe açığı incelenirken daha da önemli hale gelecek.”

YORUMLAR
  Esin Gündoğdu mide ameliyatı geçirmeden 2 yılda 60 kilo verdi
Esin Gündoğdu mide ameliyatı geçirmeden 2 yılda 60 kilo verdi