Çin'in hurda ithalatı artacak, çelik ihracatı düşük kalacak
Saat: 16:05
SteelOrbis 2021 Bahar Konferansı & 84. IREPAS toplantısı online olarak yapıldı.
15 Mart Pazartesi günü 1.000 katılımcı ile online olarak gerçekleşen SteelOrbis 2021 Bahar Konferansı & 84. IREPAS Toplantısı, İÇDAŞ’ın Platin sponsorluğunda yapıldı.
Toplantının diğer sponsorları ise Alex Stewart International Corporation, Belgian Scrap Terminal NV ve Intekno oldu.
SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantının ilk bölümünde İÇDAŞ İhracat Müdürü ve IREPAS Başkanı Murat Cebecioğlu’nun açılış konuşmasının ardından, İspanya merkezli CELSA Group’un Uluslararası Satış Müdürü Alexander Gordienko söz aldı. Gordienko küresel çelik talebi konusunda, “Çin, çelik tüketimi konusunda hem yerel hem de yabancı üreticilerden yaptığı alımlarla dünya birincisi oldu. Çin sayesinde 2020 için beklenen büyük çöküş yaşanmadı,” ifadelerini kullandı. CELSA’ya göre, dünyadaki çelik talebinin 2020 yılında kaydedilen 1,65 milyon tondan 1,72 milyon tona yükselmesi bekleniyor, ancak bu seviye hala 2019 yılında kaydedilen seviyenin %3 altında yer alıyor.
Küresel piyasadaki çelik talebiyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Gordienko, “Uzun ürün tüketiminin büyük bir kısmı şu anda Asya’da ve bu durum devam edecek. İthal çelikte büyüme görülen pazar olarak, ABD’ye bakmamız gerektiğini düşünüyorum. ABD’de yapılacak geniş inşaat harcamaları masaya yatırılmış durumda ve çok büyük rakamlardan bahsediyoruz,” dedi. Gordienko bu harcamaların bir kısmının bile yapılması halinde, altyapıda kullanılan çelik ürünlerine çok büyük talep olacağını söyledi.
Hammadde tedarikçileri komitesi: Çin’in hurda ithalatı artacak
Hammadde tedarikçileri komitesi başkanı, Stena Metal International’dan Jens Björkman, hammadde piyasasıyla ilgili gündemdeki konulardan biri olan Çin hurda ithalatını yorumladı. Çin’in hurda ithalatı ağırlıklı olarak Japonya’dan alınan küçük tonajlı kargolardan oluştuğundan, piyasayı çok etkilemediğini belirtti. Björkman, AB piyasasıyla ilgili olarak, AB’den Çin’e çok fazla hurda satışı olmadığından Çin’in AB’nin hurda piyasası üzerinde doğrudan bir etkisi olmadığını, Güneydoğu Asya ülkelerinin Çin’in ithalatından doğrudan etkileneceğini belirtti. Komite Başkanı, AB hurda piyasasında arz fazlası bulunduğunu ve AB içi ticaretin aktif olduğunu, bu malzemenin bölgeden çıkarılması gerektiğinden, AB’nin hurda ihracatını sınırlama olasılığının zor olduğuna inandığını belirtti.
Jens Björkman, Türkiye’nin çelik üretimi ve hurda ithalatıyla ilgili olarak, ülkedeki çelik üretiminin artmaya devam edeceğini, bunun da hurda talebini yükselteceğini belirtti. Fiyatlandırmanın hurda bulunabilirliğine, nakliye maliyetlerine, AB’deki bölgesel talebe ve ABD’deki yerel talebe bağlı olduğunu da sözlerine ekledi. Stena yetkilisi, hurda bulunabilirliğinin bahar aylarında yükselerek arz fazlasına yol açabileceğini, ancak talebin de artacağını belirtti. Bu yıl Türkiye’de hurda fiyatlarının, dolar bazında 400’lü seviyelerde olacağını söyledi.
Çelik üreticileri komitesi: Türk ihracatçılar Uzak Doğu’daki satış fırsatlarından yararlanmaya devam edecek
IREPAS ve Çelik Üreticileri Komitesi Başkanı Murat Cebecioğlu, Çin’in üretim kapasitesi göz önüne alındığında ülkenin ithal demir cevherine olan bağımlılığını azaltması gerektiğini belirterek, yüksek fırın üretiminin azalacağını ve elektrik ark ocaklarının devreye girerek hurda fiyatları üzerinde baskı oluşturacağını ifade etti. Cebecioğlu, Çin’in hurda ithalatının artmasını bekliyor.
Komite Başkanı, Türk inşaat demiri ihracatçılarının, ticari önlemler nedeniyle AB ve ABD pazarlarını kaybetmelerine rağmen aşağı yukarı aynı tonajları satmaya devam ettiğini belirtti. Çin’den gelen rekabet zayıf seyrettiği sürece Türkiye’nin Uzak Doğu’ya satış yapmaya devam edeceğini, Hong Kong ve Singapur’un Türkiye çıkışlı inşaat demirinin başlıca ihracat noktaları olduğunu ifade etti. Murat Cebecioğlu, Çin’in yerel piyasaya odaklanmasıyla Türkiye’nin Uzak Doğu’daki satış fırsatlarından yararlanmaya devam edeceğini belirtti. Asya piyasalarındaki kapasite artışlarını yorumlayan Cebecioğlu, Malezya ve Endonezya çıkışlı ürünlerin de Afrika’ya satıldığını, ancak bu ülkelerin çoğunlukla kendi bölgelerinde satış yaptıklarını, bu nedenle şimdiye kadar Türkiye’nin ihracatını etkilemediklerini ifade etti. Üretim kapasitelerini artırmaya devam ederlerse, bu durumun nasıl bir etkisi olacağını henüz bilemediklerini belirtti.
Tüccarlar komitesi: Bu yıl Çin’in çelik ihracatı oldukça düşük kalacak
Tüccarlar komitesinden Duferco yetkilisi Wilhelm Alff, Çin’in Covid-19’un etkilerinden sıyrılan ilk ülke olduğunu ve artık toparlanma sırasının diğer ülkelere geldiğini söyledi. Bu yüzden uluslararası çelik fiyatlarının Çin’deki fiyatların üzerine çıktığını hatırlatan Alff, Çin’in ihracatının Covid-19 öncesi seviyelere dönmüş olsa da, halen 2015-16 yıllarında kaydedilen seviyelerin %50 altında olduğunu belirtti. Alff’e göre, Çin çelik ihracat dengesi, çevresel faktörler nedeniyle Çin’de uygulanan üretim kesintilerinden etkilenecek. Geçtiğimiz yıla oranla, Çin’den yapılan ihracatın bu yıl çok daha düşük olacağını söyleyen Alff, 40 milyon mt’un altında kalacağını ifade etti. Duferco yetkilisi, ihracat vergisi iadelerindeki olası düşüşlerin uluslararası piyasalarda önemli bir etkisi olmayacağını, Çin’in iç piyasa fiyatlarının, ihracat fiyatlarına oranla en az 50$/mt daha düşük olduğuna işaret etti. Ayrıca, üretim kesintilerinin fiyatlar üzerinde daha büyük bir etkisi olacağını söyledi.
AB koruma önlemlerinin uzatılması olasılığını yorumlayan Alff, önlemler uzatılmazsa bile, ithalatın ancak dördüncü çeyrek ya da önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde başlayacağını, bu yüzden son kullanıcıların arz konusunda yine zorluk çekmeye devam edeceğini söyledi.
Elektrik ark ocakları ve yüksek fırın karşılaştırmasında ise, Seba International şirketinden F.D. Baysal, üretim açısından bakıldığında her iki yöntemin de avantajları ve dezavantajları olduğunu söyledi. Yüksek fırınlarda üretim maliyeti daha düşük olsa da, sınırlı cevher arzı ve nakliye maliyetleri nedeniyle dezavantajlarının da bulunduğunu açıklayan Baysal, elektrik ark ocaklarının ise ihtiyaç olduğu zaman üretimi durdurabildiklerini ve yerel arz da dahil hurda bulunabilirliğinin daha çok olmasının elektrik ark ocakları için büyük bir avantaj olduğunu belirtti. Baysal, “Hurda fiyatları yükselmeye devam ederse, önümüzdeki 6 ay içinde yüksek fırınlar, elektrik ark ocaklarına göre çok ciddi bir avantaja sahip olacak,” dedi.
Artan navlun oranlarına yönelik görüşlerini bildiren Baysal, aşılamanın başlamasıyla, tüketici talebinin iyileştiğini ve sanayi faaliyetlerinde toparlanma görüldüğünü, bunun da sınırlı gemi ve konteyner arzı ile sonuçlandığını söyleyerek, navlun oranlarının arttığını belirtti. Baysal, “Güney Kaliforniya gibi bazı limanlarda sıkışma yaşanıyor, gemilerin ve kargoların günlerce bekletilmesi biz tüccarların zararına oluyor,” şeklinde konuştu. Hindistan gibi bazı ülkelerin bu sorunu çözmek için konteyner üretme planları olduğunu belirten Baysal, limanlardaki sıkışıklıklar için ise Los Angeles gibi büyük limanlardaki yükleri kalıcı olarak bölgesel limanlara kaydırma gibi seçeneklerin de değerlendirildiğini ifade etti.