DEDELERİN BAŞLADIĞI MAÇI TORUNLARI DEVAM ETTİRDİ
Saat: 11:53
Lailapas - Karşıyaka futbol takımlarının dostluk maçı, 94 yıl önce 7 Aralık’ta Yunanistan’ın Sakız Adası’nda oynanmaya başlamış, hava muhalefeti nedeniyle yarıda kalmıştı.
Atatürk ve Venizelos’un savaştan sekiz yıl sonra 1930 yılında iki ülkenin dostluğunu pekiştirmek adına organize edilmesini kararlaştırdıkları Lailapas - Karşıyaka futbol takımlarının dostluk maçı, 94 yıl önce 7 Aralık’ta Yunanistan’ın Sakız Adası’nda oynanmaya başlamış ancak hava muhalefeti nedeniyle 3.dakikada yarıda kalmıştı.
Dostluk maçı, bundan 10 sene önce tarihi maçın hikayesini yıllar sonra arşivlerden ortaya çıkaran Yunanlı yazardan öğrenen taraftarın çabalarıyla 2014 yılında Sakız Adası’nda kaldığı yerden tekrar oynanmıştı. Ancak bu kez de iki takım taraftarlarının “dostluk da bitmez bu maçta bitmez” diyerek sahaya girmesiyle dünya spor tarihinin en uzun maçı yine tamamlanamamıştı. Maçın hikayesi ve çok daha fazlası “DOSTLUK KAZANSIN” romanına ilham oldu. İki halkın dostluğunun ön planda olduğu kitap, şimdi de sinema filmi için senaryolaştırılıyor.
1919-1922 yılları arasında birbirleriyle çetin bir savaş vermiş olan Türkiye ve Yunanistan geçmişten gelen sorunları aşmak, dostlukla işbirliğine yönelmek amacıyla 1930 yılında imzaladıkları antlaşmalarla artık iyi komşuluk tesis etme yönünde “Tarafsızlık, Barış ve Dostluk” adına önemli adımlar atmışlardı. Savaş sonrası iki ülke arasında dostluk adına sportif faaliyetler de ivme kazanmıştı. Savaştan sekiz yıl sonra Yunanistan Başbakanı Venizelos İstanbul’a geldiğinde Selanik takımı Aris Thessaloniki ile Galatasaray ve Fenerbahçe takımları dostluk maçları yapmışlardı. İlki Türkiye’de oynanan bu dostluk maçlarının ardından Atatürk ve Venizelos, karşı kıyıda da bir dostluk maçının organize edilmesini kararlaştırmıştı.
YARIM KALAN MAÇ 84 YIL SONRA 2014 YILINDA OYNANDIĞINDA YİNE TAMAMLANAMAMIŞTI
Bu kapsamda Türk-Yunan ilişkilerinin durumuna verilen önemden dolayı İzmir’in köklü kulüplerinden Karşıyaka Spor Kulübü (KSK) ile Yunanistan’ın köklü kulüplerinden Lailapas, 7 Aralık 1930’da Chios / Sakız Adası’nda büyük ve tarihsel bir önem taşıyan dostluk maçında karşılaşmıştı. Ancak soğuk bir kış günü oynanan bu maç, 3. dakikada başlayan sağanak yağmur yüzünden devam edememişti. Sakız Adası’nda büyük yakınlık gören ve çok iyi karşılanan Karşıyaka kafilesi, müsabakayı oynayamadan İzmir’e dönmüş, maçın tamamlanamaması her iki tarafta da üzüntüyle karşılanmıştı. Yunanlı tarihçi yazar Giannis Makridakis’in 2006 yılında bir araştırma yaparken tesadüfen 1930 yılında hava şartlarından dolayı yarım kalan Dostluk Maçı’nın bilgilerine ulaşması tarihe not düşecek yepyeni bir sayfanın daha açılmasını sağlamıştı. 1930 yılında tamamlanamayan dostluk maçı, tarihin tozlu raflarından gün ışığına çıkan bilgiler doğrultusunda aradan geçen 84 yılın ardından, 2014 senesinde iki kulüp arasında Sakız Adası’nda tekrar oynanmıştı. Ancak bu kez de skor 5-5 iken Türk ve Yunan taraftarların “bir kez daha oynansın diye” 65. dakikada “dostluk da bitmez bu maç da bitmez” sloganlarıyla sahaya girmeleriyle tatil edilmiş, yine tamamlanamamıştı.
GÖZTEPE EV SAHİPLİĞİ YAPSA
Taraftarlar tarihi öneme sahip maçın yine kaldığı yerden oynanmasını istiyor ama bu kez karşı kıyı, Karşıyaka’da. Ancak Karşıyaka’nın yeni stadının henüz yapımına başlanamadı. İzmir Spor Kulüpleri Vakfı’nın da desteklediği “Dostluk Kazansın” romanı ve tarihi maç belki de İzmir kulüpleri için tarihe damga vuracak bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Bu maç madem ki bir dostluk maçı ve bu kez karşı kıyıda oynanması isteniyor. Ben de bir Göztepeli olarak konuyla ilgili içimden geçeni paylaşmak isterim. Karşıyaka ve Göztepe kuruluşlarından bu yana, hep birlikte ve yan yana İzmir'de sporun gelişmesi ve genç sporcuların yetişmesi için çalışmıştı. Ortak birçok isimle dostluğu sonsuzluğa taşıdılar. 1930’da Yunanistan'da galip gelen ilk Türk takımı unvanını alan Karşıyaka'nın 1930 yılında Midilli adasında oynadığı maçta Göztepeli futbolcular da forma giymişti. 1937 yılında da Adana'da iki takım oyuncuları deprem mağdurlarına destek olmak için sosyal sorumluluk projesi kapsamında ortak forma giymişlerdi. 1932'de Yunanistan'ın Apollon takımı ile yapılan maçta da Karşıyakalılar, Göztepe forması giymişti. Göztepeli Ruhi Karaduman, Adnan Süvari ve Fahri Güzey gibi isimler, 1940'ların sonunda İngiliz ve Yunan takımlarına karşı yine Karşıyaka forması giymişler ve bu önemli maçlarda Karşıyaka’ya katkı vermişlerdi. 2015 yılında da Göztepe Onursal Başkanı Mehmet Sepil, Karşıyaka’nın Barcelona ile oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında Karşıyaka’ya tribününde yerini almış ve Fair Play örneği göstermişti.
SEPİL BAŞKANIM TARİHİ BİR SORUMLULUK İÇEREN BU ORGANİZASYONA ÖNCÜLÜK ETMEK İSTER MİSİNİZ?
Yıllarca birbirinin en büyük rakibi olan ancak beraber dostlukla da yol alan Göztepe ve Karşıyaka tarihin arka yüzünde olduğu gibi bu maçta da beraber koştursa, maçı beraber organize etse. Bir tarafta suyun öte kıyısındaki Sakız, bir tarafta körfezin karşı kıyısındaki Göztepe, bir tarafta Karşıyaka. Tarihi maç tria dostluğa hizmet etse. Fanatik bir Göztepe taraftarı olarak Göztepe Onursal Başkanı Mehmet Sepil’e bu değerli organizasyon için bir çağrı yapsam.. İki kez Sakız Adası’nda oynanan ve tamamlanamayan tarihi öneme sahip dostluk maçına Göztepe Gürsel Aksel Stadı ev sahipliği yapsa, tıpkı geçmiş yıllarda aynı kadroda giydikleri forma gibi Lailapas ile oynanacak bu dostluk maçında da Göztepe ve Karşıyaka’dan karma bir takım kurulup birlikte top koştursalar, buram buram dostluk kokusu Göztepe’den Sakız Adası’na ve Karşıyaka’ya yayılsa, maçın ardından yapılan çeşitli etkinliklerle de gün taçlandırılsa ve dostluklar iyice pekiştirilse? Göztepe’nin ev sahipliğinde Karşıyaka-Göztepe karması ile Lailapas arasında oynanması muhteşem olacak bu maç, Atatürk ve Venizelos’un maçın ilk kez oynanmasını kararlaştırdıkları tarih olan 7 Aralık’ta önümüzdeki yıl yapılsa ve dostlukları zirveye çıkarsa? Değerli Sepil Başkanım, böylesi tarihi bir sorumluluk içeren organizasyona öncülük etmek ister misiniz?
TARİHİ MAÇ KİTAPLAŞTIRILDI
Dedelerinin kökeni Parga’ya dayanan İzmir Karşıyakalı Feruz Bozaslan, tarihi öneme sahip, tam bir film konusu olan bu dostluk maçının 84 yıl sonra tekrar oynanması için Sakız Adası’na gidip kendi el yazısıyla Türkçe - Yunanca hazırladığı “Dostluk Kazansın” pankartı asmış, bu değerli hikayeye dikkatleri çekmişti. Bozaslan’ın ziyareti Türkiye ile Yunanistan’ın ulusal basınlarında yer alınca bir nevi maçın fitili ateşlenmişti. Yazar ve Yönetmen Gökmen Küçüktaşdemir, bu derin öyküyü Karşıyaka sevdalısı arkadaşı Bozaslan’dan dinleyince dünya spor tarihinin en uzun maçının hikayesini kitaplaştırdı. Küçüktaşdemir tarafından kurulan ve farklı meslek dallarından 26 kişinin bir araya geldiği “Herkes Biraz Yazar” ekibi tarafından romanlaştırılan eser, “Dostluk Kazansın” adıyla geçtiğimiz Temmuz ayında raflarda yerini aldı. Kitap şimdi de bir taraftan Yunanca’ya çevrilmesi için Yunanistan tarafıyla temaslar kurulmaya çalışılırken, bir taraftan da sinema filmi gösterimi için senaryolaştırılmak isteniyor. Kitabın projesi, geçtiğimiz Ocak ayında da İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Kültür Fonu’nun açtığı yarışmada Fikir ve Uygulama alanlarında iki ödüle layık görülmüştü.
FERUZ BOZASLAN’IN İKİ HALK ARASINDA BARIŞ VE DOSTLUĞUN GELİŞMESİ İÇİN YAPTIKLARINDAN İLHAM ALINDI
“Dostluk Kazansın” romanının ana konusunu 1930’yılında Türkiye ve Yunanistan arasında yarım kalan maçın 84 yıl sonra yeniden oynanmasından bu maça verdikleri katkıdan dolayı aldıkları Fair Play Ödülü’ne kadar giden yolculuk oluştururken roman; Laik ve Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinden yola çıkan Feruz Bozaslan’ın Türk ve Yunan halkı arasında barış ve dostluğun gelişmesi için yaptıklarından ilham alınarak yazılan bir eser.
DOSTLUK MAÇINDAN NÜFUS MÜBADELESİNE
Hikayesi bir mübadil torunu olan Bozaslan’ın dedesinin izinden Parga’ya gitmesiyle başlayan kitapta; 1930’da yarım kalan Lailapas-Karşıyaka dostluk maçı, bu maçın 84 yıl sonra tekrar oynanması, Türkiye’de futbolun nasıl geliştiği ve Türk takımlarının Anadolu’nun kurtuluşundaki rolünün öyküsü, İstiklal Savaşı’ndan sonra Türkiye ile Yunanistan arasında 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması'na ek olarak imzalanan sözleşme ve protokol uyarınca Türk topraklarında yaşayan Rum-Ortadokslar ile Yunan topraklarında yaşayan Müslüman Türkler’in nüfus mübadelesi kapsamında doğdukları ve yaşadıkları yerlerden koparılarak zorunlu göçe tabi tutulmalarında yaşadıkları, oğullarını ve eşlerini kaybeden kadınların, annelerini ve babalarını toprağa veren çocukların, savaşa sürüklenen milletlerin ortak acısı ve iki dost halkın iyi komşuluk ilişkileri dillendiriliyor.
ROMANIN ORTAYA ÇIKMA HİKAYESİ
Kitaba ilham olan hikayenin yaratıcısı ve baş kahramanı Feruz Bozaslan, “Dostluk Kazansın” romanının ortaya çıkma hikayesini okurlarımız için şöyle anlattı.
“Gazeteci ve yazar arkadaşım Gökmen Küçüktaşdemir görev yaptığım Karşıyaka Belediyesi’ne ziyaretime geldiğinde kahve sohbetimizde konuştuğumuz konuları ilginç ve roman yazılmaya değer bulmasıyla anlattıklarımın kitaplaşması fikri doğdu. Sohbetimizde bir yandan kahvelerimizi yudumlarlarken, bir yandan da dedemin mübadeleyle İzmir’e gelişini, Türk - Yunan dostluğunu ve masamın yanındaki tarihi ve manevi değeri olan futbol topunun (hatıra olarak Yunanistan’dan getirdiği 84 yıl sonra oynanan maçın toplarından) hikayesini konuşmuştuk. Kitabın yazılma hikayesi arkadaşım Küçüktaşdemir’in ‘Bu konuştuklarımız tam bir roman konusu. İki hikayeyi yani dedenin arkadaşlarını yıllar sonra bulman ile Karşıyaka-Lailapas maçının yarıda kaldığı yerden tekrar oynanmasını biraz da kurgu ekleyerek romanlaştırmaya ne dersin?’ sorusuyla başladı.”
ÇOCUKLUK HAYALLERİNİN PEŞİNDE, PARGA
Bir mübadil torunu olan Bozaslan kitaba ilham olan konulara kısaca değinerek, çocukluk çağlarından büyükbabasını son yolculuğuna uğurlayana dek onunla mübadele ve Parga üzerine sohbetlerini, dedesini Parga’ya götürememenin içinde bıraktığı ukteyle atalarının izini sürmek için Yunanistan’a gidişini ve tarihi dostluk maçının öyküsünü şu cümlelerle paylaştı:
“Büyükbabam Mithat Kanarya’nın ailesi mübadele döneminde Parga’dan İzmir’e göç etmiş. Rahmetli dedemle küçük yaşlarımdan beri Parga’daki çocukluk arkadaşlarıyla olan anılarını konuşurduk. Dedemin Karşıyaka’daki evinin salonunda asılı olan Parga’ya ait fotoğrafa bakıp sohbet ederken, hep o fotoğrafın içine girip filmlerdeki gibi anlattıklarını uyarlar, Parga’da kumsalda yürüdüğümü hayal ederdim. Dedeme onu 10-15 yaşlarındayken birlikte zaman geçirdiği çocukluk arkadaşları Vasilis ile Dionisis’in yanına tekrar Parga’ya götürmek istediğimi anlatırdım. Ancak maalesef dedem rahmetli olunca doğup büyüdüğü o topraklara kendisini götürmek nasip olmadı.”
BOZASLAN: DEDEMİN ARKADAŞLARINI BULDUM
Bozaslan, büyükbabasının arkadaşlarını bulmak ve atalarının yaşadığı yerleri görmek için dedesinin anlattığı hikayelerin hissettirdiği duygularla önce aile içi bir araştırma yaptığını daha sonra da Karşıyaka’dan Parga’ya doğru arabayla yola koyulduğunu belirterek, “Hiç tanımadığım insanları, hiç bilmediğim bir yeri aramaya gitmem aslında dedemin insanlarını bulma hikayesiydi. Onları 2012’de çıktığım bu yolculuğun varış noktası Parga’da buldum. O küçük çocukların yaşları 80-85 olmuştu. Onlarla bir hafta boyunca zaman geçirmek, geçmişi konuşmak ve bir şeyler paylaşmak benim için film sahnesi gibiydi. Sanki çocukken hayalini kurduğum fotoğrafın içine girmiş gibiydi. Sayfalarında Parga’da yaşadıklarımın da olduğu “Dostluk Kazansın” romanında ayrıca atalarımın izlerini sürmem, futbolu sadece futbol olmadığı ve futbolun birleştirici gücü, dostluk, Karşıyaka sevgisi ve çok daha fazlası yer alıyor. Özellikle günümüz dünyasında dostluk kavramına daha da ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde “Dostluk Kazansın” romanı umarım birilerinin kalplerine dokunur.” diyerek sözlerini noktaladı.
TARİHİ MAÇIN TEKRAR OYNANMASI İKİ KIYIDA DA HEYECAN YARATMIŞTI
Romanın ana konusun oluşturan 7 Aralık 1930 tarihinde Karşıyaka ile Lailapas futbol takımlarının Sakız Adası’nda karşı karşıya geldikleri ve sağanak yağmurdan dolayı 3.dakikada yarıda kalan maçın 84 yıl sonra aynı yerde tekrar oynanmasının ’87 Lepta / Dakika’ sloganıyla gündeme gelmesi ve maçın yarıda kaldığı dakikadan itibaren oynanması Türkiye ve Yunanistan’da büyük heyecan yaratmış, haber birçok ulusal ve uluslararası medyada büyük puntolarla yer almıştı.
LAİLAPAS TEKNİK DİREKTÖRÜ’NÜN KARŞIYAKA ZİYARETİ
Organizasyon sorumlusu ve Lailapas Takımı Teknik Direktörü Michael Cottakis, aynı zamanda tarihi öneme sahip bu ‘Dostluk Maçı’nın tekrar oynanmasında en etkili isimlerindendi. Büyük annesi Sakız adalı olan Cottakis, 2014 yılında 3.’üncü dakikadan itibaren tekrar oynanan tarihi maçla ilgili verdiği özel demeçte şu yorumlarda bulunmuştu:
“Sakızlı ünlü tarihçi ve yazar Giannis Makridakis adanın en büyük kütüphanesi olan Korais Kütüphanesi’nde bir araştırma yaparken tesadüfen tarihin tozlu raflarında maçla ilgili bilgilere ulaşmış. Bu bilgileri Lailapas’a göndermiş. Kulüp durumdan haberdar olunca da maçın tamamlanması fikri oluşmuş. İki yıl önce bu maçta takımın teknik direktörü olmam için benimle iletişime geçtiler. İki halkın 84 yıl önce başlayan dostluğun bir neticesi olan ve dedelerimizin yarım bırakmak zorunda olduğu dostluk maçını tamamlamak düşüncesi beni çok heyecanlandırdı, teklifi düşünmeden büyük bir onurla kabul ettim. Aslında şuanda Londra’da ikinci lig takımı Charlton Athletic’tiği çalıştırıyorum. Maç için Londra’dan Sakız adasına geldim ve Lailapas’ın kulüp arşivinden maça ait fotoğrafları bulup İzmir’e geçerek Karşıyaka Kulübü’nü ziyaret ettim. Yunanistan'ın en eski kulüplerinden olan Lailapas’ın bu maçı tamamlamak istediğini Karşıyaka spor kulübüne ilettim.”
“DOSTLUK KAZANSIN” PANKARTIYLA DİKKATLERİ ÇEKMİŞTİ
Karşıyaka sevdalısı Feruz Bozaslan tarihi maçla ilgili durumu öğrendikten sonra Atatürk ve Venizelos’un iki ülkenin dostluğu adına oynanmasını kararlaştırdıkları bu maçın iki değerli önderin mirasını yerine getirmek üzere ve iki halkın dostluğunun pekiştirmek adına mutlaka kaldığı yerden oynanması gerektiği inancıyla karşı kıyı Sakız Adası’na geçmişti. Buradan da Lailapas takımının antrenman yaptığı Fafalion Stadı’na giderek Cottakis’in yönettiği antremanı izlemişti. Orada astığı “Dostluk Kazansın” pankartı Türk ve Yunan tarafında gündem olmuş, projeye dikkat çekilmesini sağlamıştı. Dostluk maçının kaldığı yerden tamamlanması ve durumun önemini gündeme taşımak için kendisi gibi fanatik KSK’lı arkadaşları Mithat Kanarya, Altan Ecevit ve Dinçer Kale de Karşıyakalıları bilgilendirmek için büyük çaba sarf etmişlerdi.
MAÇIN SEMBOL FOTOĞRAFI OLDU
Diğer tarafta da tarihi maçı ortaya çıkaran Tarihci-Yazar Giannis Makridakis, o dönemin Belediye Başkanı Lamburinidis’in Türkçe tercümanı Dionisis (Deniz) Tsatsanis ile iki yıl önce rahmetli olan babası rehber Aleksandros (Serdar) Tsatsanis ve Lailapas Teknik Direktörü Michael Cottakis projenin Sakız ayağı kısmında çalışmalarına devam ediyorlardı. Her iki ülkede gündem olan bu gelişmeler sonrası Karşıyaka Spor Kulübü ve Lailapas futbol takımı yetkilileri Yunanistan’ın Sakız Adası’nda buluşmuş, 1930’da 3. dakikada yarıda kalan maçı tamamlamak, kalan 87 dakikasını kaldığı yerden oynamak üzere anlaşmışlar ve maçın 10 Mayıs 2014 tarihinde oynanması yönünde fikir birliğine varmışlardı. 84 yıl sonra tekrar oynanacak maçın sembol fotoğrafı da Feruz Bozaslan’ın Fafalion Stadı’na astığı pankart önünde Lailapas Teknik Direktörü Mihael Cottakis ile birlikte çekildikleri fotoğraf olmuştu. Maç tarihi kesinleşince de iki takımın taraftarları sosyal paylaşım siteleri, KSK TV ve YIL1912 üzerinden maçı duyurmuşlar, bol bol da dostluk mesajları yazmışlardı. "Komşular 10 Mayıs'ta buluşuyor" yazılı görsellerle "Dostluk kazanacak" mesajları vermişlerdi.
ATATÜRK VE VENİZELOS SİYASİ GERİLİM DÜŞÜNCE BİR DOSTLUK MAÇIYLA DURUMU KUTLAMAK İSTEMİŞ
Karşıyaka Kulübü heyetiyle Lailapas’ın bir araya geldiği ve maçın tarihini kesinleştirdiği görüşmede bir basın toplantısı da düzenlenmişti. Toplantıda dostluk maçının yıllar önce yarım kalmasını ortaya çıkaran Sakızlı ünlü Tarihçi-Yazar Giannis Makridakis, tarihi maç hakkında gazetecilerin sorularını yanıtlamış ve şu yorumlarda bulunmuştu:
“Kütüphanede mübadeleyle ilgili yaptığım bir araştırmada arşivlerde maçla ilgili bilgilere ulaştım. Yıllarca aynı coğrafyada dostluk ve kardeşlik içinde yaşayan, aynı denizi paylaşan Türk ve Yunan toplumlarını savaş ayrı düşürünce, mübadeleyle ne İzmir'in Rumları ne de Sakız'ın Müslümanları yerlerinde kalmıştı. Mübadele ile 1 milyon 200 bin Ortodoks Hristiyan Rum, Anadolu’dan Yunanistan'a, 500 bin Müslüman Türk de Yunanistan'dan Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmıştı. Savaştan sekiz yıl sonra 1930 yılının Ekim’inde dönemin Yunan Devlet Başkanı Elefterios Venizelos Ankara'yı ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün de desteğiyle dönemin başbakanı İsmet İnönü'yle ‘Türk-Yunan Dostluk Anlaşması'nı imzalamıştı. Arşiv kaynaklarından ve o dönemin gazete haberlerinden edindiğim bilgilere göre imzalanan bu anlaşma siyasi gerilimi düşürünce iki taraf bir dostluk maçıyla bu durumu kutlamak istemiş.”
MAKRİDAKİS: 1930’DAKİ MAÇ ÖNCESİ KARŞIYAKA TAKIMI YUNAN MİLLİ MARŞI’NI, LAİLAPAS TAKIMI İSE TÜRK MİLLİ MARŞI’NI SÖYLEMİŞ
“Atatürk ve Venizelos iki ülkenin dostluğunun pekişmesi kapsamında bu maçın Karşıyaka ve Lailapas takımları arasında organize edilmesine karar vermiş. Bu organizasyon iki kıyıda da heyecanla karşılanmış. Maçın oynanacağı günlerde Türk ve Yunan gazeteleri büyük bir coşku içinde haberler yayımlamış. Karşılaşmaya futbol takımlarının yanında belediye ve ticaret odaları da katılım göstermiş. Maç amacıyla adaya gelecek Türkler için özel bir organizasyon düzenlenmiş. Sakız Limanı, Türk ve Yunan bayraklarıyla süslenirken, resmi bir ziyafet de verilmiş. Sakızlılar karşı kıyıdan gelen heyeti ‘Zito (Yaşasın) Türkiye, hoş geldiniz İzmirliler' sloganlarıyla karşılamış. Hatta karşılaşma öncesi Karşıyaka takımı Yunan milli marşını, Lailapas takımı ise Türk milli marşını söylemiş. Yoğun ilgi olan maçı bin 500'den fazla kişi izlemiş. Sağanak yağışın etkisini artırması nedeniyle 3'üncü dakikada maç durmuş, ardından da iptal edilmiş. Maç tamamlanmasa da Türk takımına Sakız Belediyesi tarafından bir kupa hediye edilmiş.”
İKİ ÜLKE HALKLARININ DOSTLUĞU KONUSUNDA VERİLMİŞ ÖNEMLİ BİR İŞARET
“Bu konuyla ilgili 2006 yılında araştırma yaptığım sırada büyük heyecan duydum, bu maçın tamamlanması gerektiğine inandım. 1925 yılında kurulan Lailapas, o dönemlerde Yunanistan'ın en büyük ve en rekabetçi kulüplerinden biriydi. Ancak II. Dünya Savaşı sonrasında düşüş dönemini yaşadı ve Yunan İç Savaşı sonunda 1950'lerin ortalarında mali zorluklar nedeniyle kapatılmak zorunda kaldı. Maçın yarım kaldığını öğrendiğim yıl kulüp kapalı olduğu için bir girişimde bulunulamamıştı. Ancak 2009 yılında tekrar kurulmasıyla bölgesel ligde mücadelesini sürdüren Kulüp’e edindiğim belgeleri gönderdim ve akabinde görüşmelere başladık. Müsabakanın tamamlanmasının iki ülke halklarının dostluğu konusunda verilmiş önemli bir işaret olacağı inancıyla Karşıyaka Spor Kulübü’yle iletişime geçtik.”
SAKIZLILAR TÜRK HEYETİNİ 1930’DAKİ GİBİ KARŞILADI
Tarihler 10 Mayıs 2014’ü gösterdiğinde dönemin Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, belediye bürokratları ile meclis üyeleri, dönemin İzTO Başkanı Ekrem Demirtaş ile İzTO üyeleri, Karşıyaka Spor Kulübü’nden kalabalık yönetici ve taraftar grubu ile futbolcular feribotlarla yaklaşık 2000 kişi Çeşme’den Sakız Adası’na geçmişti. Feribot Sakız limanına yaklaştığında beraberlerinde getirdikleri “Dostluk Kazansın” pankartını açmışlardı. Türk kafile tıpkı 1930 yılında olduğu gibi yine Sakız limanında ada protokolünce sıcak bir şekilde karşılanmış, kendilerine adada kaldıkları süre boyunca büyük bir misafirperverlik gösterilmişti.
ATİNA BÜYÜKELÇİMİZ URAS, MAÇI SAKIZ PROTOKOLÜYLE İZLEMİŞTİ
Vrandatos Köyü’ndeki Fafalion Stadı’nda oynanan ve biletleri 5 Euro’ya satılan maça ilgi oldukça yoğun olmuştu. Stada sığmayan taraftarların bazıları maçı yakındaki kilisenin bahçesinden izlemişti. Türkçe ve Yunanca ‘Dostluk her zaman kazanır’ yazılı pankartın da asılı olduğu stadyumda maçı izleyenler arasında ise dönemin Atina Büyükelçisi Kerim Uras, Sakız Belediye Başkanı Polidoros Lambrinoudis, Kuzey Ege Adaları Bölge Valiliği Yardımcısı Kostas Ganiaris, Sakız Belediyesi Turizm Kalkınma Ofisi sorumlusu Kostas Moundros, Sakız Ticaret Odası Başkanı Gevige Georgoupis, Sakız Belediyesi yöneticilerinden Nikos Niktas, İzTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, KSK Başkanı Fatih Diniz, KSK Divan Kurulu Başkanı Sadrettin İşçimenler, KSK eski yöneticilerden Tayfun Yelkenbiçer de vardı. Fafalion’daki tribünde özel konuklar arasında yer alan 1930 yılındaki takımlarda forma giyen bazı oyuncu ve kulüp yöneticilerinin çocukları ve torunlarıysa maçı nemli gözlerle izlemişti.
MAÇTA KARŞIYAKA BELEDİYE BAŞKANI İLE TEKNİK DİREKTÖRÜ DÖNÜŞÜMLÜ OLARAK LAİLAPAS FORMASIYLA OYNAMIŞTI
Her iki takım da karşılaşmada 1930 yılındaki maçta giyilen formaların yeniden üretilen benzerleriyle sahaya çıkmıştı. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar maçın ilk 10 dakikasını KSK formasıyla oynarken, KSK Teknik Direktörü Yusuf Şimşek de maçın başında Sakız takımı Lailapas’ın formasını giymişti. Daha sonra formalarını değiştiren Akpınar ile Şimşek 10 dakika da bu şekilde oynamıştı. Maçın ilk gölünü KSK Teknik Direktörü Yusuf Şimşek KSK formasıyla atarken, maçın ikinci golünü ise Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Lailapas formasıyla atmıştı. A2 takımıyla sahaya çıkan KSK’da golleri Bartu Umut (2), Ali Kemal Özkan ve son golü de Erdal Alıcı kaydetmişti. Lailapas da ise diğer golleri Dimitris Kougoulis (2) ve Arginis Desses (2) atmıştı. KSK teknik ekibi Ercan Yıldız ile Korhan Özen’di. Lailapas’ın teknik ekibi ise Mihael Cottakis ve Panagiotis Ksoros’tan oluşmuştu. İki takımın da düşüncesi skor değildi. Her iki taraf da dostluk için oynamıştı.
DOSTLUĞUMUZ TIPKI BU MÜSABAKA GİBİ HİÇ BİTMESİN
Maçın 65. dakikasında skor 5-5 iken her iki takımın taraftarları sahaya girmiş, beraberlerinde getirdikleri bayrakları da sahanın ortasına dikerek maçın bitmesine izin vermemişti. 1930’da aşırı yağış nedeniyle durdurulan maçı bu kez yağmur değil, taraftarlar durdurmuştu. Taraftarlar ‘her zaman dostuz, dostluğumuz tıpkı bu müsabaka gibi hiç bitmesin’ mesajı vermişlerdi. Yine tamamlanamadan tatil edilen maç, bir kez daha iki ülke arasındaki gelişen dostluğa hizmet etmişti.
KIRMIZI BEYAZ TÜRK VE MAVİ BEYAZ YUNAN BALONLARI GÖKYÜZÜNE UÇURULMUŞTU
Maç sonrası maçta forma giyen oyunculara madalya verilmiş, maç tamamlanmamasına rağmen hazırlanan kupa da sonsuz dostluk amacıyla tıpkı 1930 yılında olduğu gibi Karşıyaka takımına takdim edilmişti. Törende ayrıca Atina Büyükelçisi Kerim Uras’a Sakız Belediye Başkanı Polidoros Lambrinoudis tarafından onur plaketi verilmişti. Kırmızı - beyaz Türk ve mavi - beyaz Yunan balonları gökyüzüne uçurulmuş, konfetiler atılmıştı. Maçın ardından Sakız Belediyesi, misafirperverlik göstererek Türk ve Yunan protokolünü adanın en gözde restoranlarından Taverna Murya’da ağırlamıştı. Yemek sonrası Türk ve Yunan protokolü Sakız Belediye Stadyumu’nda Selanik’te yaşayan Türk sanatçı Dilek Koç ile Yunan sanatçı Gerasimos Andreatos’un birlikte verdikleri konseri birlikte izlemişlerdi.
BOZASLAN VE ARKADAŞLARI FAİR PLAY ÖDÜLÜ’NE LAYIK GÖRÜLMÜŞTÜ
Karşıyakalı Feruz Bozaslan ve arkadaşları “Dostluk Kazansın” romanın ana konusunu oluşturan bu tarihi maçın hayata geçmesi için çok emek vermişlerdi. Bunu yakından bilen Bostanlıspor Yönetim Kurulu Başkanı, Gazeteci - Yazar Avni Erboy gençlerin emeklerine sahip çıkarak, bu tarihi maçı ve genç taraftarların katkılarını Fair Play Ödülü adaylığı için Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne (TMOK) sunmuştu. Erboy’un önerisi üzerine de Fair Play Ödülü ilk kez Ege Denizi’nin iki yakasına pay edilmişti. “Büyük Ödül” İstanbul’da düzenlenen ödül töreninde Karşıyaka ve Lailapas Spor Kulüpleri’ne takdim edilmişti. Yapbozun bir parçası olarak maçın dostluk içinde yeniden oynanmasına bulunduğu katkılarından dolayı Feruz Bozaslan ile projeyi beraber gerçekleştiren olayın kahramanları Karşıyakalı taraftarlar Mithat Kanarya, Altan Ecevit, Dinçer Kale, Sakız Adası’ndan da Dimitris Karalis, Giannis Makridakis, Dionisis Tsatsanis, Michael Cottakis, Theodosis Grigorakis ve Theodore Politis ‘Fair Play Madalyası’ ile ödüllendirilmişlerdi.
KÜÇÜKTAŞDEMİR: YUNANİSTAN’DA DA ETKİNLİKLER YAPMAYI PLANLIYORUZ
Bir mübadil torunu olan Feruz Bozaslan’ın atalarının izlerini sürmek üzere gittiği Parga’da yaşadıkları ve 1930 yılında iki ülkenin dostluğu adına oynanmaya başlayan ancak yarım kalan maçın 84. yılında tekrar oynanmasının hikayelerinin yer aldığı “Dostluk Kazansın” romanını hazırlayan yazar Gökmen Küçüktaşdemir, kitabın Yunanca’ya çevrilmesi ve senaryosunun yazılıp sinema filmi yapılması için çalışmalara başladıklarını vurgulayarak şunları söyledi:
“Konuyla ilgili Yunanistan’da da etkinlikler yapmayı planlıyoruz. İki ülke arasında dostluğun gelişmesi ve her kesime örnek olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Savaşın toplumları bir yere götürmediğine, gerilememize, kaybetmemize neden olduğuna yıllarca şahit olduk. Bunun bilinciyle hareket ediyoruz. Bu kitapla tarihimizi bir kez daha hatırlatıyoruz ve de dostluk ile barış adına bir not düşüyoruz.”
26 YAZAR
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Kültür Fonu ile İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı (İZVAK) tarafından da desteklenen projenin 26 yazarı; Ali Ilgaz Limoncu, Aslı Şanlı, Ayşe Canan Yazıcı, Birgen Engin, Bahar Bilge, Begüm Gurgan, Eda Öztürk, Elvan Karanfil, Eylem Aslan, Fadime Kaya, Gözde Çayhan, Hakan Asılkefeli, Işıl Çağlar, İbrahim Avcı, Nazlı Kayı, Orhan Çatma, Oytun Cebeci, Önder Şengül, Özlem Çinleti, Sevgi Aksu, Sinem Yiğit, Şafak Sipahi, Yelda Tekin, Yeliz Ünal ve Zeki Hozer’den oluşuyor. Eserin tarihsel bölümlerinde ise Bedri Cumhur Doğu’dan danışmanlık alınırken, proje safhasında da Semin Özge Gül’ün desteğine başvurulmuş.
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN
Bugüne kadar yaşananlara rağmen, komşu Yunanistan milletiyle Türk milleti arasında dostluk bağının kopmadığı ve daha da güçlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu iki ülkede; doğdukları yerlerden koparılan insanların, oğullarını, eşlerini kaybeden kadınların, annelerini ve babalarını toprağa veren çocukların, savaşa sürüklenen milletlerin acısı ortaktır. Geçmişimizi çok iyi bilmeli, acılarımızdan ders almalı ve yeni acılar yaşanmasının önüne geçmeliyiz. Dünyanın en popüler sporlarından olan futbolu siyasetten uzak tutup hayatımızı renklendirmesine devam etmesi için izin vermeliyiz.
Fulya OMAÇ / İZMİR