Emel Ezal: "Huzurlu Bir Rahatsızlık Hissi"
Saat: 18:10
Labirent Sanat, 19 Aralık 2024 tarihinde açılışı gerçekleşecek olan Emel Ezal’ın “Huzurlu Bir Rahatsızlık Hissi” isimli ilk kişisel sergisini duyurdu.
Ulu bir ağacın gölgesinde, yıldızlı bir gecede ya da olağanüstü bir günbatımında yaşamımızın ayaklarımızın altından çekildiği bir duraksama anı yaşamayanımız yoktur. Bazen insan, böylesi huzur bulduğu anlarda bile, bir tür rahatsızlık hissiyle karşılaşır. Bu, dış dünyadan gelen yoğun gürültü, hayatın karmaşası ya da zihin içerisindeki çatışmalardan bağımsız bir his olabilir. Huzurun ta kendisi gibi görünen bu durum, insanın içsel dünyasında huzurun ve kaygının bir arada var olabildiği ilginç bir ikilemdir. Kaygı bizi özümüze yaklaştırırken hem olumlu hem de olumsuz duyguları aynı anda uyandırarak, dünyadaki yerimizi yeniden sorgulamamızın potansiyelini de taşır.
Bir gün doğumunu izlerken hissettiğimiz huzurun yanında, bu doğal güzelliğin geçici olduğunu ve zamanla kaybolacak olan her şeyin üzerine düşündüğümüzde hissettiğimiz rahatsızlık vardır. Doğanın büyüleyici manzarası, aynı zamanda insanın kendi varoluşunu sorgulayan bir içsel çatışma yaratır. İçsel bir huzur, dışsal huzurun varlığıyla çelişebilir. Bu rahatsızlık, aslında kişinin huzurun ardındaki geçiciliği ve kaçınılmaz sonları kabul etme korkusuyla yüzleşmesidir.
Emel Ezal’ın sergiye adını veren “Huzurlu Bir Rahatsızlık Hissi” resminde ve sergide yer alan hemen tüm işlerinde; varoluşsal gerilimlerini yansıttığı, sınırlarını keşfettiği, içsel dünyasındaki zıtlıklarla yüzleştiği deneyim sürecinin yansımalarına dair bir karşılaşmaya tanık oluruz.
Bedenin sınırları yalnızca fiziksel değildir; insanlar aynı zamanda “duygusal derileri” olan varlıklardır. Emel Ezal’ın “Derinin Altına Sığmaya Çalışıyorum” isimli işinde, psikolojik olarak, “deri” kavramı, iç dünyasıyla dış dünyası arasındaki sınırı simgeler. Anzeui’nin deri-ben kavramı gibi, burada deriyi hem biyolojik hem de duygusal bir sınır olarak ele almak mümkündür. İnsanlar, psikolojik ya da duygusal olarak da derilerine sığmaya çalışırlar; içsel dünyalarını korumak ve dış dünyadaki tehditlere karşı korunmak için çeşitli savunma mekanizmaları geliştirirler. Derimiz, kimliğimizin ve benliğimizin dışa vurumudur. Bedenin dışarıya yansıyan hali, benliğimizin “görünür yüzü”dür. Kimlik, beden aracılığıyla çevreye sunulur ve diğer insanlar, bizi önce bedenimiz aracılığıyla tanır. Dolayısıyla, derimiz, sadece bir sınır değil, aynı zamanda bir ifade aracıdır.
Emel Ezal’ın resimlerinde kullandığı parlak renkler, egzotik bitkiler, alışılmışın dışında kadrajlar, belli belirsiz mekanlar ve hiçbir zaman tam anlamıyla kavrayamadığımız figürler -ki resimlere verdiği isimlerden bu figürlerin Emel olduğunu anlıyoruz- bizde susturulamaz bir merak duygusu uyandırırken bir yandan da bizi derin bir huzursuzluğa sürükler. Merak ve izliyor/bakıyor olmanın verdiği mahcubiyet adeta iç içe geçer.
Emel Ezal’ın “Huzurlu Bir Rahatsızlık Hissi” isimli ilk kişisel sergisini 1 Şubat 2025 tarihine dek Labirent Sanat’ta görebilirsiniz.