A24.com.tr » ekonomi » EV TEKSTİLİ SEKTÖRÜNDE AYAKTA KALMAK İÇİN MARKALI İHRACATIN ÖNEMİ ARTIYOR

EV TEKSTİLİ SEKTÖRÜNDE AYAKTA KALMAK İÇİN MARKALI İHRACATIN ÖNEMİ ARTIYOR

EV TEKSTİLİ SEKTÖRÜNDE AYAKTA KALMAK İÇİN MARKALI İHRACATIN ÖNEMİ ARTIYOR

Dünyada yaşanan rekabet ortamı yeni değerler üretmeyi, katma değeri ve rekabet gücünü sürekli artırmayı, farklı girişim ve stratejiler geliştirmeyi zorunlu hale getiriyor.

Hammadde fiyatlarındaki artış, ülkede yaşanan ekonomik dalgalanmalar, yeteri kadar artmayan döviz kuru ve finansal maliyetler gibi faktörlerle oluşan ekonomik konjonktürde ev tekstili sektörü zor günler yaşıyor. Enflasyonla mücadele kapsamında sıkılaştırıcı düzenlemeler nedeniyle iç piyasada talep azalırken, dış piyasada ise döviz kuruna göre maliyet tutturmada ve fiyat belirlemede yaşanan zorluklar nedeniyle sıkıntılı bir süreç oluşuyor. Bu süreci atlatıp ev tekstili sektöründe ayakta kalabilmek için markalı ihracatın ve ihracat pazarlarında çeşitlilik yaratmanın önemini vurgulayan DESİAD Başkanı ve Cottonbox’ın Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut, katma değer üretecek Ar-Ge yatırımları, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularına da dikkat çekiyor.

Türkiye ev tekstili sektörü teknoloji, inovasyon ve ihracatta yakaladığı ivmeden güç alarak uluslararası arenada güçlü bir konuma gelmiş durumda… Dünyanın en büyük 5. tekstil üretici ve ihracatçısı konumundaki Türk tekstil ve ham maddeleri sektörü, 32 milyar dolarlık ihracat hacmine sahip…  Ancak döviz kuruna göre maliyet tutturmada yaşanan sorunlar, işçilik maliyetlerindeki artış, rekabetçilik sorunu,  global pazarlarda yaşanan daralma ve talebin azalması gibi nedenlerle 2024 yılında ihracat rakamlarında düşüş yaşandı. Türk ev tekstili sektörü ihracatı ocak - haziran döneminde 2023 yılının aynı dönemine kıyasla %13.6’lık oranında azaldı. Denizli İhracatçılar Birliği rakamlarına göre ise eylül ayı sonu itibariyle Hazır Giyim ve Konfeksiyon sektöründe bir önceki yılın aynı ayına göre %0.7, Tekstil ve Hammaddeleri sektöründe ise %13 azalma yaşandı.

“Sektörün vizyonu kaliteli üretim, markalı ihracat ve inovasyon odaklı tasarım olmalı…”

Sektörde uzun yıllar boyunca yapılan çalışmalar sonucu globalde elde edilen başarının zorlu ekonomi şartlar altında da kalıcı kılmak için rekabetin değişen şartlarına uyum sağlanması ve dünyaca bilinen markaların yaratılması gerektiğinin altını çizen  DESİAD Başkanı ve Cottonbox’ın Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut, “Mevcut ekonomik konjonktürde birçok sektörde olduğu gibi ev tekstili sektörü de sıkıntılı bir süreç içerisinde… Türkiyede ev tekstili sektörü için büyük önem taşıyan Denizli sanayisi; pazarı ve müşteriyi kaybetmemek, nakit akış dengesinde sıkıntı yaşamamak ve %50-60 ile kredi peşinde koşmamak için maliyetine hatta %10-20 zararına satış yapıyor. Bir önceki yılında kayıplar yılı olduğunu hesap ettiğimizde sektörün sıkıntılı bir dönemden geçtiğini görebiliyoruz. Günümüzde küresel ekonomik şartların rekabet koşullarını giderek zorlaştırmasından dolayı firmaların operasyonlarının devamlılığını sağlamak için iç pazarların dışına çıkarak, dış pazarlardaki fırsatları araştırma ve kendileri için avantajlı pazarları değerlendirme yoluna girmesi gerekiyor. Bunu yaparken de markalaşma, tasarım, sürdürülebilirlik gibi alanlarda yapılan yatırımların hem iç piyasada hem de ihracatta büyük bir avantaj sağladığını görebiliyoruz. Türkiye’de ev tekstili sektöründe gerek know how, gerekse üretim kapasitesi ve altyapısı olarak oldukça güçlü olmasına rağmen marka yatırımları yapılmadan, fason üretim yaklaşımıyla hareket edildiği için katma değer üretilemiyor ve rekabette geride kalınıyor. Sektörün ortaya koyması gereken vizyon kaliteli üretim, markalı ihracat ve inovasyon odaklı tasarım olmalı. Bu konuları ajandasında en öne alan işletmeler bir süre zorlansa da ayakta kalmayı başaracaktır.” şeklinde konuştu.

Mevcut konjonktürde tasarlayan ve marka oluşturan bir ülke olmak şart…

Dünyada yaşanan rekabet ortamı yeni değerler üretmeyi, katma değeri ve rekabet gücünü sürekli artırmayı, farklı girişim ve stratejiler geliştirmeyi zorunlu hale getiriyor. Bu nedenle sadece üreten ve pazarlayan bir konumdan çıkararak, tasarlayan ve marka oluşturan bir ülke konumuna ulaşmak gerekiyor. Ülkemizin dünya ev tekstili pazarından aldığı payın yüzde 5ini olduğunu belirten Nuri Turgut, “Ülkemiz ev tekstili sektöründe renk ve desen seçenekleri, özgün tasarımlar, kaliteli hammadde, son teknoloji sayesinde hatasız ürünler, hızlı gönderim, Asya ve Avrupa arasında yer alan özel konum gibi çok sayıda avantaja sahip. Fakat son yıllarda artan TL maliyetleri sebebiyle ihracatçılar rekabet gücünü yitirmeye başladı. İhracatta rekabet ettiğimiz ülkeler ile aşırı artan maliyetler kaynaklı fiyat farkı yüzde 30’ları geçti. Hal böyle olunca ihracat payımızın düşmesi de kaçınılmaz hale geldi. Türkiye’ye en fazla katma değer sağlayan sektörlerden biri olan ev tekstilinde çok büyük bir ihracat potansiyelimiz var. Sektörde güçlü yönlerimize göre fırsatları değerlendirme yoluna gidilmeli ve bu doğrultuda stratejiler geliştirilmelidir. Kalitemiz, ürün çeşitliliğimiz, trendlere yön veren tasarım gücümüz ve markalaşma yatırımlarımızla rakipler arasında ayrışarak; Afrika, Güney Amerika gibi hedef coğrafya pazarlarına yönelik yatırımlar yapılmalıdır. Cottonbox olarak globalleşme hedefimiz doğrultusunda attığımız güçlü adımlarla Orta Doğu, Balkanlar, Orta Asya, Rusya, Kuzey Afrika, Çekya, Almanya, Fransa, Macaristan, Danimarka, Kanada ve Amerika başta olmak üzere toplamda 61 ülkeye ihracat yapıyoruz.” dedi. 2023 yılında yurt içinde yüzde 35, ihracatta yüzde 15 büyüme gerçekleştiren Cottonbox, 2024 yılında yüzde 25 reel büyüme ile 750 milyon TL ciroya kapatma hedefinde…

Ev tekstili sektöründe sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm bir seçim değil, sorumluluk haline geldi

Son yıllarda sektörde fark yaratmak ve rakiplerle mücadele etmek için sürdürülebilirliğin ve dijitalleşmenin bir seçim değil sorumluluk haline geldiğini belirten Cottonbox Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut, “Dünya genelinde yaşanan enerji krizi birçok sektörü küresel düzeyde etkilemeye devam ediyor. Bununla birlikte üretim maliyetlerinde yaşanan artışa karşı önlem almak, iklim krizinin etkilerini minimum düzeye indirmek ve daha temiz enerji kullanımı amacıyla şirketler alternatif enerji kaynaklarına yöneliyor. Çevreci bir marka olarak üretimden tasarıma kadar tüm süreçlerimizde sürdürülebilirliği odağımıza aldık. Yeşil Bina olarak hayata geçirdiğimiz yeni fabrikamızla Avrupa standartlarında üretim yapmaya başladık. AB Yeşil Mutabakat kapsamında uyum için açıklanan öncelikli sektörler arasında tekstil yer almasa da; dönüşüme şimdiden hazırlanmanın, gelecekte ihracat açısından büyük bir değer yaratacağı kanaatindeyiz.” dedi. Ev tekstili sektöründe dijitalleşme yatırımlarıyla geleneksel iş modellerini modernize ederek, gelecekteki dönüşüme hazırlanılması gerektiğinin de altını çizen Turgut, “Rekabetin yoğun olduğu bir sektörde dijitalleşmeye yönelik yapılan çalışmalarla yenilikçi kimliğimizi güçlendirmeyi, katma değer yaratmayı, verimliliğimizi ve rekabet hızımızı artırmalıyız. Cottonbox olarak ev tekstili sektöründe yenilikler konusunda lider markalardan biriyiz. Gelecekteki dönüşüme hazır olmak için dijitalleşmeye yönelik ilk adımlarımızı attık. Sektörde ilk yapay zekâ koleksiyonumuzu hazırladık.” şeklinde ifade etti.

YORUMLAR
  Dünyayı saran yeni trend Solo Yemek!
Dünyayı saran yeni trend Solo Yemek!