Böbrek rahatsızlığı olanlar dikkat! Böbreklerizine zarar veren en temel etkenler...
Yeme içme alışkanlıklarımız böbreklerde hasara ve hatta böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. Peki sıradan gibi görünen hangi alışkanlıklar böbreklerimize zarar veriyor?
Böbreklerimiz bizi sağlıklı tutmak için her gün pek çok yaşamsal görev üstleniyor. Vücudumuzdaki atıkları ve fazla sıvıyı uzaklaştırmak için adeta bir filtre işlevi görüyorlar. Ayrıca kan basıncımızı kontrol etmek gibi yine oldukça önemli fonksiyonları da var; içerdikleri mekanizmalarla, ihtiyaca göre, kan basıncını artırıyor veya düşürüyorlar. Böbreklerimizin sorumlulukları bunlarla da sınırlı kalmıyor; kemik iliğinde alyuvar yapımını sağlıyor, D vitaminini aktif hale getirerek kemik sağlığını destekliyor, vücudumuzda gelişen metabolik işlemler sonucunda oluşan asidin vücudumuzdan uzaklaştırılmasından da akciğerle birlikte sorumlu oluyorlar.
İdeal tuz miktarını aşmak: Tuz vücut için önemli, ancak aşırı tüketimi kan basıncını yükselterek böbreklerde aşırı yük oluşturuyor. Ayrıca tuz alımı yüksek olduğunda böbreklerin aşırı tuzu atmak için daha fazla çalışmaları gerekiyor. Bunların sonucunda da böbrek yetmezliğine kadar gidebilen önemli hasarlar oluşabiliyor. Bu nedenle uzmanlar günlük tuz tüketiminin yaklaşık 5 gram olması gerektiğini belirtiyorlar ve bu da yaklaşık bir çay kaşığı tuza denk geliyor. Deniz, kaya ve diğerleri, adı ve kökeni ne olursa olsun sofra tuzu sodyum klorür olduğu için tüm tuz çeşitlerini dikkatli tüketmek çok önemli. İşlenmiş ürünler (atıştırmalık, konserve, abur cubur) aşırı miktarda tuz içerdikleri için de bu ürünlerin tüketimini kısıtlamayı asla ihmal etmeyin.
Yetersiz su içmek: Böbreklerimizin işlevlerini yerine getirebilmeleri için yeterli su tüketmek çok önemli. Su idrar, ter ve dışkı aracılığıyla toksinlerin uzaklaştırılmalarını sağlıyor, vücut sıcaklığını ve kanın yoğunluğunu kontrol ediyor. Yeterince sıvı almazsak toksinler kanda birikiyor. Bunun sonucunda da böbrek taşları, çok daha önemli böbrek yetmezliği gelişebiliyor. Su alımındaki en basit yaklaşım, yazın en az 2 litre, kışın en az 1.5 litre sıvı tüketmek Susama hissi yanında, idrar rengi de su dengemiz hakkında bilgi veriyor. İdrar miktarı azalıp, rengi koyulaştıkça su içmek gerekiyor.
Kafeini abartmak: Kafein kan basıncını yükseltiyor, böbrekte kalsiyum taşlarına ve proteinüriye neden olabiliyor. En sık da kahve içerek kafein tüketiyoruz. Bu nedenle günlük izin verilen kafein miktarı 200-300 mg olup, bu da yaklaşık 2 büyük fincan kahveye karşılık geliyor. Dolayısıyla tükettiğiniz içeceklerin kafein içeriğine bakmayı ihmal etmeyin ve mümkünse kafeinsiz olanları tüketmeye özen gösterin.
Gazlı içeceklere düşkün olmak: Bir araştırmada, günde 2 veya daha fazla bardak gazlı içecek (diyet veya normal) tüketiminin böbrek hastalığının gelişme riskini artırdığı saptandı. Gazlı içecek alımı arttıkça idrarda bulunan proteinin de arttığı belirlendi. İdrarda bulunan ve böbrek hasarının erken bir belirtisi olan protein (proteinüri) erken evrelerde tedavi edildiğinde geri dönüşümlü olabiliyor. Ancak vücutta miktarı artarsa böbrek dokusunda hasar oluşturması kaçınılmaz oluyor.
İlaçları bilinçsizce kullanmak: İlaçlar sağlığımızın vazgeçilmesi olsalar da bilinçsizce tüketildiklerinde tam aksine vücudumuza zarar verebiliyorlar. Bu nedenle uzmanlar her fırsatta gelişigüzel ilaç kullanılmaması konusunda uyarıda bulunuyorlar. Örneğin düzenli ağrı kesici kullanmak başta böbrekler olmak üzere, birçok organa zarar verebiliyor. Özellikle nonsteroidal antienflamatuar ilaçlar gibi reçetesiz satılan ağrı kesiciler böbrek yetmezliğine, hipertansiyona ve ödeme yol açabiliyorlar.
İdrarı mesanede tutmak: İdrarı mesanede tutmak da böbrekleri tehdit ediyor. İdrar düzenli olarak mesanede tutulduğunda idrar yolu enfeksiyonu ve mesane kaslarında gevşeklik oluşabiliyor, bunun sonucunda da böbrek taşları, hatta böbrek yetmezliği gelişebiliyor.
Magnezyum içeren besinleri aksatmak: Yeterince magnezyum alınmazsa kalsiyum böbreklerden geri emilemediği için idrarla vücuttan daha çok atılıyor, bu durum da böbreklerde kalsiyum taşının gelişmesine neden olabiliyor. Düzenli olarak yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, kabak ile ay çekirdeği, fındık ve badem tüketmek vücuda yeterince kalsiyum alınmasını sağlıyor. Örneğin günde 100 gram kabak çekirdeği tüketmek günlük magnezyum ihtiyacımızın yüzde 100 ünü karşılıyor.
B6 Vitamin eksikliği: B6 vitamini eksikliği böbrek taşı riskini artırıyor. Dolayısıyla böbrek sağlığı için günlük olarak en az 1,3 miligram B6 vitamini öneriliyor. Bu vitaminin en zengin kaynakları ise balık, nohut, sığır karaciğeri, patates ve narenciye dışı meyvelerdir.