Ünlü isimlerin şaşırtıcı keşfedilme hikayeleri
Bu isimleri tanımayan yok gibi! Her gün başta magazin gazeteleri olmak üzere pek çok mecrada karşımıza çıkıyorlar. Sıradan hayatları bir anda değişince tüm Türkiye onları tanıdı. Ünlülerin keşfedilme hikayelerine Fahriye Evcen'den başlayalım...
Yaprak Dökümü'nde canlandırdığı Necla karakteri sayesinde şöhreti yakalayan Fahriye Evcen'in öyküsü çok ilginç.
TATİLE GELDİ OYUNCU OLDU
Almanya'da yaşayan Fahriye Evcen, tatil için geldiği Türkiye'de merhum Oya Aydoğan'ın programına seyirci olarak katılmıştı. Daha sonra Oya Aydoğan onu yapımcısı İbrahim Mertoğlu ile tanıştırmıştı.
Telefon numarası alışverişinden sonra Fahriye Evcen Almanya'ya dönmüştü. Ama telefonu bir türlü susmak bilmedi. Sonunda dayanamayıp gelen rol tekliflerini kabul etti. ''Asla Unutma' ve 'Hasret' dizilerinde rol aldı. Ama asıl büyük çıkışını 'Yaprak Dökümü' ile yaptı.
O KADAR UTANGAÇTI Kİ...
Lisede hiç popüler olmayan, utangaç, içe dönük Merve Boluğur, kuzeninin ajansındaki bir fotoğraf çekimine gitmişti.
Orada tanıştığı ajans sahibi ona kartını vererek Merve Boluğur'un şöhret kapılarını aralamıştı.
Ajansının eviyle aynı sokakta olması Merve Boluğur'u dizilerin vazgeçilmez yıldızı yapmasına yetip artmıştı bile.
Çukur dizisinde Vartolu karakterine hayat veren Erkan Kolçak Köstendil son dönemin en çok konuşulan oyuncuların başında geliyor. Erkan Kolçak Köstendil, bir dönem kalecilik yapmış.
Erkan Kolçak Köstendil oyunculuk serüvenini şöyle anlatıyor:
Bursaspor'da kaleciydim. ÖSS'den yüksek puan alamazdım çünkü rakamlarla aram iyi değildi. Spor Akademisi'ne girmek isterdim ama kaleci olduğum için çok hızlı koşamıyordum. Geriye konservatuvar kaldı. Lisedeki hocam Zuhal Köseoğlu beni konservatuvara yönlendirdi. İstanbul'a telefon açıp "Bir çocuk göndersem bakar mısınız?" dedi.
Telefonun ucundaki kişi "Biz Bursa'dayız" diye yanıt verdi. 10 dakika sonra Erkan Can ile Ali Sürmeli okula geldi. Erkan Can bana "Shakespeare'i biliyor musun?" diye sordu.
SAKARYA FIRAT'TA OYUNCULUĞA BAŞLADI
O dönem 'Romeo+ Juliet' adında bir film vardı. "Biliyorum, Leonardo DiCaprio" dedim. Erkan Can "Hay ..., çok işimiz var" dedi. (Kahkahalar) Ardından İstanbul'a gelip konservatuvara girdim. Oradan sonra ilk uzun soluklu işim 'Sakarya Fırat'ta oyunculuğa başladım.
Öte yandan Erkan Kolçak Köstendil'in hayranları, oyuncunun Kurtlar Vadisi'nde rol aldığı dönemdeki görüntüleri sosyal medyada paylaştı.
Çılgınlar gibi sevdiği şarkı söylemenin onu bugünlere getireceğini aklından geçirir miydi bilinmez. Güçlü sesi, kendine özgü yorumu ve hatta eşi benzeri olmayan dansları ile bugün Türkiye'nin tanınmış yıldızlarından biri Yıldız Tilbe. Onun hayat hikayesi ise kelimenin tam anlamıyla bir Yeşilçam filmi senaryosu gibi...
Yıldız Tilbe, İzmir'in Gültepe semtinde Ali ve Altun çiftinin altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi.
Derslerini mum ışığında ya da gaz lambasında çalışırlarmış. O güç koşullarda bile her zaman şarkı söylermiş Yıldız Tilbe. Bu tutkusu ona gelecekteki kariyerinin kapılarını açmış. Babası mevsimlik işçi olduğu ve maddi durumları iyi olmadığı için 7. sınıftan sonra okuluna devam edemedi.
Erken yaşta bir evlilik yapmış Yıldız Tilbe. Bir kız çocuğu sahibi olmuş. Ama evliliği uzun sürmemiş.. Kızı ile bir başına kalakalmış Yıldız Tilbe. Ne iş bulduysa yapmış..Pazarlamacılık, tezgahtarlık, dikiş atölyelerinde iplik temizlikçiliği, çocuk bakıcılığı bunlardan bazıları.
Sonra da bir pavyonda şarkı söylemeye başlamış Yıldız Tilbe. Mikrofonu eline aldığında yıl 1990'dı. Onun hayatını Sezen Aksu ile tanıştığı an değiştirdi. Sezen Aksu'nun İzmir Fuarı için kentte bulunduğu sırada Yıldız Tilbe Aksu'nun konser afişlerini görür.
Akşam tam sahneye çıkmak üzereyken biri gelip Yıldız Tilbe'nin heyecandan kanını donduran haberi verir: "Sezen Aksu burada.. "
İşte Yıldız Tilbe'nin öyküsünün bundan sonrası tam da Yeşilçam filmleri gibi.. Yıldız Tilbe'nin sesini dinleyen Sezen Aksu, ona vokalisti olmasını teklif eder.. Ondan sonra da Yıldız Tilbe'yi bugünlere getirecek yol açılmış olur.
KONUKLAR ARASINDAN BİR YILDIZ ÇIKTI
Bir dönem çok izlenen Küçük Kadınlar'da rol alan Hande Soral, Komedi Dükkanı dizisini izlemeye gitti, hayatı değişti. Hande Soral, Tolga Çevik ile konuk oyuncu olarak sahneye çıktı. Sahnede 5 dakika kalması gerekirken tam 45 dakika kaldı.
Stüdyodan çıkarken de Komedi Dükkanı'nın yapımcısı Hande Soral'ı yanına çağırıp oyunculuk yapmak isteyip istemediğini sordu. Böylece Hande Soral'ın ekran serüveni de başlamış oldu. Onu şöhrete kavuşturan Küçük Kadınlar dizisi oldu.
ÇÖPTEN ÇIKAN FOTOĞRAFLAR
Burak Özçivit'in babası oğlunun fotoğraflarını ondan habersiz olarak bir modellik yarışmasına gönderdi. Yarışmanın jürisi ise Burak Özçivit'in fotoğraflarını çöpe atmıştı.
Organizatörler Burak Özçivit'in fotoğraflarını tesadüfen çöpte bulup beğenince yakışıklı oyuncu modellik yarışmasında ikinci olarak şöhret basamaklarına ilk adımı atmıştı.
Eğer fotoğraflar bulunmasaydı başarılı oyuncu Burak Özçivit'i belki de hiç tanıyamayacaktık.
Hazal Kaya şöhretini elektriklerin kesilmesine ve ısrarlı tutumuna borçlu. Genç yaşına ve sektördeki kısa tecrübesine rağmen ses getiren dizilerde rol alan Hazal Kaya'nın şöhret olma öyküsü çok ilginç.
Kariyerimi doğru zamanda doğru yerde olmaya ve şansıma bağlıyorum" diyen Hazal Kaya, kendisini milyonlarca izleyiciye tanıtan Genco dizsinin görüşmesine gittiğinde başına ilginç bir olay geldi.
Dizi görüşmesi için ajansa gittiğinde birden elektrikler kesildi... Ajans görvelisi Hazal Kaya'ya "elektrik belki beş dakika sonra belki beş saat sonra gelir. İsterseniz siz başka bir gün gelin" dedi.
İYİ Kİ ELEKTRİK KESİLDİ
Ama Hazal Kaya bekleme kararı aldı. Kısa süre sonra elektrikler geldi. Hazal Kaya yetkililerle görüştü ve Genco dizisindeki rolü aldı. Hazal Kaya daha sonra bir röportajında o günü "Belki başka bir gün gitseydim Genco'ya başlamayacaktım" diye anlatmıştı.
Konfeksiyon işçisiyken şöhreti yakalayan ünlülerimiz de mevut. Sibel Can ve Ebru Gündeş çocuk yaşta konfeksiyonda çalışarak ailelerine yardımcı olmaya çalışmıştı.
Sibel Can oryantal olarak başladığı kariyerine şarkıcılık yaparak devam etti ve çok da başarılı oldu
Ebru Gündeş ise çalıştığı atölyede şarkı söyleyerek dikkatleri üzerine çekmiş ve arkadaşı tarafından elinden tutularak bir yapımcıyla tanışmasına vesile olunmuştu.
Ebru Gündeş'in sonraki hayatı masal gibi gelmişti... Şarkıcı, o günden sonra başarı basamaklarını hızlı bir şekilde tırmanmıştı.
MAĞAZAYA HÜLYA AVŞAR GİDİNCE...
Hande Yener şöhretini Hülya Avşar'a borçlu!
Müzik dünyasına girebilmek için birçok ünlüden yardım isteyen Hande Yener, istediği kapıyı bir türlü açamamıştı. Ta ki, ünlülerin sık sık gittiği bir modaevinde tezgahtarlık yapana kadar.
Modaevine Hülya Avşar'ın gelmesi ile Hande Yener derdini ona anlatabilmeyi başardı. Hande Yener ile sohbet eden Hülya Avşar ondan bir şarkı söylemesini istedi. Hande Yener de Yalnızlık Senfosi'ni seslendirdi. Bu şarkı Hande Yener'in hayallerine giden yolu açmasına yetip de artmıştı bile.
Öğretim görevlisi olma hayalini kurarken oyuncu olan Beren Saat, bir yarışmada keşfedildi. Sonra peş peşe dizi teklifleri aldı.
GECE KULÜPLERİNDE ÇALIŞIYORDU
Nihat Alptuğ Altınkaya 17 yaşında gece kulüplerinin önünde koruma olarak çalışmaya başladı. Bir gün İstiklal Caddesi'nde yürürken bir ajans sahibi peşinden koşarak onu durdurdu. Ajans sahibinin 'Seni çekebilir miyiz?" sorusuna olumlu yanıt veren Nihat Altınkaya için kader işte o anda değişti. Bir hafta sonra Funda Arar'ın klibi için teklif geldi. Daha sonra da dizi oyunculuğu başladı.
BİR KAFEDE FALCILIK YAPIYORDU
Benzersiz sesiyle kısa sürede müzik dünyasında hızlı adımlarla yükselen Cem Adrian'ın hikayesi de ilginç.
Etiler'de bir kafede falcılık yapan Cem Adrian aslında müzisyen olmak da istiyordu. Ama bu hayalini gerçekleştirmesi için biraz zaman gerekti. Günün birinde devamlı fal baktığı bir müşterisi onun hayallerine giden yolu açmasında yardımcı oldu. Fazıl Say'ın arkadaşı olan bu müşterisine doldurduğu demoyu verdi Cem Adrian. Sonunda demo Fazıl Say'a ulaştı ve Cem Adrian da özel öğrenci statüsüyle Bilkent Üniversitesi'nde müzik eğitimine başladı. Bu arada Cem Adrian'ın demosunu Fazıl Say'a ulaştıran kişi de şarkıcı Demet Sağıroğlu'ydu.
1989 douğumlu güzel oyuncu Farah Zeynep Abdullah'ın keşfedilme hikayesi ise şöyle: University of Kent'de Fransız Edebiyatı ve Tiyatro okurken, ikinci senesinde tatil için Türkiye'ye geliyor ve Kanal D Dramalar Koordinatörü Lale Eren ile tanışmasıyla olaylar gelişmeye başlıyor. Ve 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisinde Aylin olarak karşımıza çıktı
Yeni neslin başarılı oyuncuların Hazar Ergüçlü’nün hikayesi ise ilham verici:
''Benim kariyer planlarımda oyunculuk hiç hesapta yoktu, bir tavsiye üzerine tiyatroya gittim, 'Tamam burada olmalıyım' dedim. Hukuk okuyacaktım, tiyatrodan sonra kararımı değiştirip Haliç Üniversitesi'nde oyunculuk eğitimi almaya başladım. Hayatım boyunca maddi kazanç sağladığım yer bu alan olacak ama çok daha önemlisi şu ki kendimi bulduğum iş bu.''
Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Dekorları ve Kostüm Tasarımı bölümünü bitiren Tuba Büyüküstün, yönetmen Tomris Giritlioğlu ile tanıştıktan sonra hayatı değişen isimlerden. Sultan Makamı dizisiyle hayatımıza giren Tuba Büyüküstün, Çemberimde Gül Oya, Ihlamurlar Altında ve Asi dizileriyle başarı grafiğini yükseltti.
Pelin Karahan ise oyunculuğa başlama hikayesini şöyle anlatıyor: ''Yakınlarım 'Pelin yüzün çok güzel. Bir reklam ajansa yazıl en azından reklam filminde oynarsın' diyordu. Ama ben bunu hiç istemiyordum.
Fakat İstanbul'daki zor hayat şartları karşısında mecbur kalıp ajansa yazıldım. İlk reklam filmimi Çağan Irmak çekti. Onunla başlamak büyük şans. Ajanstan aradılar ve görüşmeye gitmemi söylediler. Görüşmeye gittim. 'Müzikle uğraşıyor musun?', 'Okullu musun?', 'Bir müzik aleti çalabiliyor musun?', 'Spor yapıyor musun?' gibi bir sürü soru sordular. Ben her soruya 'hayır' diyordum. Orada bir sürü insan vardı ve aralarında çok güzel fiziğe sahip mankenler de vardı. Onlara baktığımda hiç şansımın olmadığını düşündüm.''
Fakat işler düşündüğü gibi ilerlemedi ve Kavak Yelleri'ndeki Aslı rolüyle karşımıza çıktı. Başarısı Muhteşem Yüzyıl dizisiyle iyice yükseldi ve bugünün aranılan oyuncularından oldu.