A24.com.tr » ekonomi » KPMG Türkiye'den, işverenlere ve çalışanlara tavsiyeler

KPMG Türkiye'den, işverenlere ve çalışanlara tavsiyeler

KPMG Türkiye'den, işverenlere ve çalışanlara tavsiyeler

KPMG Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Oytun Önder, şirketlerin ve çalışanların dürüstlük ve bağlılığa uymayan eylemlerine ilişkin açıklama yaptı.

KPMG Türkiye'den Oytun Önder, her biri farklı unsurları barındıran hata, ihmal veya suistimal vakalarına ilişkin sorumluların belirlenmesi ve gerekli disiplin işlemlerinin uygulanması esnasında dikkat edilmesi gereken kriterlerin neler olduğunu açıkladı, işverenlere ve çalışanlara önemli tavsiyelerde bulundu.
 
Çalışan ve işveren arasındaki ilişki, sadece iş sözleşmesinde belirtilen işlerin yapılmasının ötesinde, karşılıklı dürüstlük ve güvene dayanan bir bağ. Bu bağın temelini oluşturan dürüstlük ve bağlılık ilkelerinin ihlal edilmesi, kurumsal kültürün zayıflamasına ve bunun sonucunda şirket operasyonlarını derinden etkileyebilecek ihmallerin veya suistimal vakalarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
 
Çalışanlar ve işverenler arasındaki ilişkinin doğası gereği, çalışanların görev ve sorumluluklarını yerine getirirken şirket menfaatlerini gözeterek hareket etmeleri bekleniyor. Bu beklentinin temelinde yatan dürüstlük ve bağlılık ilkeleri ihlal edildiğinde ise şirket içi iletişimin bozulduğu, kendini tekrar eden hataların veya ihmallerin arttığı ve suistimal vakalarının ortaya çıktığı gözlemleniyor.
 
KPMG Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Oytun Önder, çalışanların dürüstlük ve bağlılığa uymayan eylemlerine ilişkin yaptığı açıklamada, dürüstlük ve bağlılık ihlalinin ne anlama geldiğini şu sözlerle açıkladı: “Ülkemizde ve dünyadaki diğer iş hukuku düzenlemelerinde dürüstlük ve bağlılığın ihlal edilmesi çalışan adına önemli bir kusur olarak ele alınıyor. Türk İş Kanunu'nun 25'inci maddesi uyarınca doğruluk ve bağlılığa uymayan eylemler işverenin haklı nedenle fesih hakkını doğuran bir durum olarak tanımlanmış, hırsızlık, cinsel taciz, işverenin ticari sırlarının ifşa edilmesi, görev ve sorumluluklara ilişkin bulundurulması gereken vasıflar ve şartlarla ilişkin yanıltıcı beyanda bulunulması, görevin kötüye kullanılması gibi ihlallerle örneklendirilmiştir. Verilen bazı örneklerle ilgili tanımlar ve sınırlar çok net olmakla birlikte ilgili kanun maddesinde de belirtildiği üzere dürüstlük ve bağlılığa ilişkin ihlaller bu örneklerle sınırlı değil. Bu nedenle dürüstlük ve bağlılığa uymayan eylemlerin doğru yorumlanabilmesine yönelik önemli bir ihtiyaç oluşuyor.”
 
“Suistimal vakaları akla ilk gelen ihlaller”
Dürüstlük ve bağlılık ilkelerine ilişkin ihlaller ele alındığında ilk olarak suistimal vakalarının akla geldiğini söyleyen Önder, “Suistimal vakaları birbirinden farklı suç ve etik ihlal unsurları içerdiğinden farklı hukuk sistemlerinde farklı şekillerde değerlendirilse de çalışan ve işveren arasındaki dürüstlük ve bağlılık açısından değerlendirildiğinde iki unsur ön plana çıkıyor: kasıt ve kişisel fayda. Kasıt unsuru hukuki açıdan çalışanın bilinçli bir şekilde yanıltıcı davrandığı durumları ifade eder. Bu doğrultuda kasıt unsuru bir suistimal vakası ile münferit bir hatayı birbirinden ayıran en önemli bileşen olup dürüstlük ve bağlılık unsurlarını ortadan kaldırır. Bağlılık ilkesi kapsamında çalışanların görev ve sorumluluklarını şirket menfaatleri doğrultusunda gerçekleştirmeleri beklense de suistimal vakalarında çalışanların şirket menfaatlerinden ziyade kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri, bu doğrultuda şirketi zarara uğrattıkları veya bir fırsat maliyeti yarattıkları gözlemleniyor.” dedi.
 
“Yöneticiler nezdinde süreklilik arz eden ihmaller münferit hatalardan farklı olarak ele alınmalı”
“Kasıt unsuru barındırmayan ve hata mahiyetindeki vakalar da şirket operasyonları ile ilgili önemli zararlara neden olabilir. Ancak münferit olarak ortaya çıkabilecek hatalar çalışan nezdinde bir kusur olarak değerlendirilemez.” diyen Önder, “Diğer taraftan, şirket operasyonlarına yönelik süreçlerin veya bir organizasyonun bütününün yönetilmesinden sorumlu olan şirket yöneticilerinin, şirket menfaatlerini koruma ve bu doğrultuda gerekli önlemleri alma sorumluluğu bulunmaktadır. Bu durum anonim şirketler bakımından Türk Ticaret Kanunu'nun 369'uncu maddesinde ‘yönetimle görevli kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.' şeklinde açıklanır. TTK'nın 626'ncı maddesinde ise limited şirketlerin yönetiminde görevlendirilen müdürler bakımından benzer bir hükme yer verilmiştir. Bu nedenle yöneticiler nezdinde süreklilik arz eden ihmaller münferit hatalardan farklı olarak gerekli özenin gösterilmemesi gerekçesiyle açıklanabilir ve bağlılık ilkesinin ihlal edilmesi olarak yorumlanabilir.” şeklinde konuştu.
 
Önder, “Suistimal vakalarının incelenmesine yönelik gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda, zaman zaman süreç sahiplerinin veya yöneticilerin suistimalin önlenmesi adına gerekli kontrolleri uygulamadıkları veya bu doğrultuda gerekli özeni göstermedikleri durumlarla karşılaşıyoruz. Yöneticilerin bu şekildeki ihmallerinin bağlılık ilkesiyle ne kadar uyuştuğu ve bu doğrulta nasıl bir yükümlülük oluşturduğu sık sık tartışma konusu oluyor. Bazı uluslararası düzenlemelerin, şirket yönetimindeki ihmali davranışları suç olarak tanımladığı durumları görmek de mümkün. Bu konudaki en önemli örneği Birleşik Krallık Rüşvet Kanunu (UK Bribery Act) teşkil eder. Bu kanun çerçevesinde şirketlerin rüşvet suçunun önlenmesi adına gerekli tedbirleri almadaki ihmali davranışları bir suç unsuru olarak değerlendiriliyor.” dedi.
 
Önder açıklamasının devamında şunları söyledi: “Şirketlerin dürüstlük ve bağlılık kavramlarına ilişkin bakış açılarını netleştirmek için çalışanlarından beklentilerini etik kodlar ve politikalar ile yazılı hale getirdiğini görüyoruz. Öte yandan, etik kodlara ve politikalara uyumsuz davranışlardan zamanında haberdar olmak isteyen şirketlerin etik ihbar hatlarını kurduğunu gözlemliyoruz. Bir suistimal yahut ihmal vakasında sorumluluk isnadı, bir başka ifade ile olaydan yönetim kurulunun mu, profesyonel yöneticinin mi, yoksa uyum görevlisinin mi sorumlu tutulacağı, genellikle zor ve çok boyutlu bir konu. Bununla birlikte, çalışanlardan sergilenmesi beklenen davranışların ve etik standartların yazılı olarak belirlendiği kurumsal yapılarda, bir suistimal veya ihmale ilişkin sorumluluğun daha sarih şekilde isnat edilebildiğini tecrübe ediyoruz.”

YORUMLAR
  Güzelliğin izini ülkeleri gezerek süren sanatçı (Dünya'nın en güzel kızları)
Güzelliğin izini ülkeleri gezerek süren sanatçı (Dünya'nın en güzel kızları)