A24.com.tr » ekonomi » KPMG'den Türkiye'deki fintech şirketlerinin durumuna ışık tutan kapsamlı bir araştırma

KPMG'den Türkiye'deki fintech şirketlerinin durumuna ışık tutan kapsamlı bir araştırma

KPMG'den Türkiye'deki fintech şirketlerinin durumuna ışık tutan kapsamlı bir araştırma

Araştırmaya göre Batı Avrupa, yüzde 40 ile yerli fintech'lerin en büyük dış pazarı konumunda bulunuyor. Bunu yüzde 23 ile Orta Doğu, yüzde 19 ile Doğu Avrupa ve yüzde 9 ile ABD takip ediyor.

KPMG Türkiye'nin, Finansal inovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) ile birlikte fintech sektörünü finansal durumları, sundukları hizmetler ve operasyonel yapıları, teknoloji adaptasyonları, pazar ve gelir yapıları, regülasyonlara uyum süreçleri ve ESG kriterlerine bağlılıkları konu başlıklarında incelediği “Türkiye Fintech Araştırması 2024” sonuçları yayımlandı.
 
Sektörün büyüme beklentileri, karşılaşılan zorluklar ve açık bankacılık, gömülü finans ve dijital para birimleri gibi gelişim potansiyeline sahip alanların da değerlendirildiği araştırma kapsamında 43 fintech şirketinin katılımı ile bir anket yapıldı.
 
Ankete katılan fintech'lerin çoğunluğu (yüzde 51), temel iş fonksiyonlarını kendi bünyesinde yürütmeyi tercih ediyor. Günlük faaliyetler içinde en büyük payı programlama ve mühendislik (yüzde 23,2) ile satış (yüzde 18,1) alıyor. Pazarlama ve operasyon yönetimi ise benzer bir zaman dilimini kapsıyor (yüzde 15,5). Regtech ve dolandırıcılık önleme süreçlerine ayrılan zaman ise yüzde 11,61 seviyesinde bulunuyor.
 
Fintech'lerin yalnızca yüzde 15'i programlama ve mühendislik, yüzde 13'ü ise pazarlama faaliyetlerini dış kaynaklardan sağlıyor.
 
Ankete katılan şirketlerin çoğunluğu (yüzde 74) doğrudan finansal hizmetler sunarken, daha küçük bir grup (yüzde 26) doğrudan finansal hizmet sağlamıyor. Ayrıca, şirketlerin yüzde 55'i başka bir şirketin finansal hizmet sunumuna destek verdiğini belirtiyor.
 
“Sektörün büyümesine yardımcı olacak adımlara ışık tutuyoruz”
Araştırma hakkında değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri Sinem Cantürk, “Finansal teknolojiler, sadece sektör dinamiklerini değil, aynı zamanda toplumların finansal erişim ve kapsayıcılık anlayışını da kökten değiştiren bir dönüşüm sürecinin merkezinde yer alıyor. Fintech, yenilikçi çözümleriyle yalnızca geleneksel finansal sistemleri modernize etmekle kalmıyor, aynı zamanda finansal hizmetleri daha erişilebilir, hızlı ve güvenilir hale getiriyor. Türkiye, güçlü girişimcilik ekosistemi, dinamik nüfusu ve artan yatırım ilgisiyle bu dönüşümün önemli merkezlerinden biri. Dijital ödeme sistemlerinden blok zincire, açık bankacılıktan yapay zekâ destekli finansal çözümlere kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren fintech şirketleri, ülkemizin finansal geleceğini şekillendiren kritik aktörler arasında yer alıyor. Bu raporumuz, Türkiye fintech ekosisteminin mevcut durumunu detaylı bir şekilde analiz ederken sektör oyuncularının karşılaştığı fırsat ve riskleri kapsamlı bir bakış açısıyla ele alıyor. Yatırımcılar, düzenleyici otoriteler ve girişimciler için önemli bir kaynak oluşturacağına inandığımız bu çalışmada, sektörün büyüme ivmesini ve uluslararası rekabet gücünü artırmak adına atılması gereken adımlara da ışık tutmayı hedefledik.” dedi.
 
“Ekosistemin gelişimini desteklemek adına değerli içgörüler sunan bir araştırma”
Böyle bir araştırmanın yapılmasına verdikleri destek için KPMG'ye teşekkür eden FINTR Başkanı Demet Zübeyiroğlu ise şunları söyledi: “Türkiye fintech ekosistemi, inovasyon ve teknoloji adaptasyonu açısından büyük bir potansiyel taşıyor. Fintech'ler sadece finansal hizmetleri daha erişilebilir ve hızlı hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda finansal kapsayıcılığı artırarak ekonomik büyümeye katkı sağlıyor. Dijital ödeme sistemlerinden yapay zekâ destekli çözümlere kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren şirketlerimiz, Türkiye'nin uluslararası arenadaki rekabet gücünü artırmada önemli bir rol oynuyor. Bu araştırma, sektörün güçlü yönlerini ve karşılaşabileceği zorlukları kapsamlı bir şekilde ele alarak, ekosistemin gelişimini desteklemek adına değerli içgörüler sunuyor.”
 
En fazla dijital ödemeler alanında hizmet veriliyor
Ankete göre Türkiye'deki fintech'lerin sundukları temel hizmetler açısından en yaygın olanı yüzde 53 ile dijital ödemeler. Bunu yüzde 25 ile dijital kredi hizmetleri takip ediyor. Bu durum, ülkemizde nakitsiz ödeme sistemlerinin ve dijital finans çözümlerinin giderek daha fazla benimsendiğini gösteriyor. Diğer hizmetler arasında dijital sermaye artırımı (yüzde 9), dijital varlık alım-satımı (yüzde 3), insurtech (yüzde 3) ve wealthtech (yüzde 6) yer alıyor.
 
Finansal verimlilik ilk sırada yer alıyor
Türkiye'deki fintech şirketlerinin sundukları temel değer önerileri arasında ise finansal verimlilik (yüzde 17), kişiselleştirme (yüzde 14), kolaylık (yüzde 13), finansal risk yönetimi (yüzde 11), iş birliği/koordinasyon (yüzde 8), aracılık (yüzde 7), entegrasyon/bütünleştirme (yüzde 6), müşteri iç görüleri, güvenlik ve şeffaflık (yüzde 5'er) bulunuyor.
 
Dijital platformlar en çok kullanılan temel teknoloji
Fintech'lerin en çok kullandığı temel teknoloji, yüzde 20 ile dijital platformlar. Ödeme işlemi yönetim sistemleri yüzde 15 ile ikinci sırada yer alırken, yapay zekâ ve karar destek sistemleri yüzde 12'lik eşit payla üçüncü en yaygın teknoloji kategorisini oluşturuyor. Bilgi alışverişine yönelik pazar yerleri yüzde 11 ile bu alanı yakından takip ediyor ve dijital ticaret platformlarının yükselişine işaret ediyor. Veri tabanı sistemleri ve blok zincir teknolojileri ise yüzde 7,6'lık paylarıyla veri yönetimi ve güvenli saklamanın önemini öne çıkarıyor.
 
B2B ve B2C alanında dengeli bir pazar stratejisi izleniyor
Hizmet türleri açısından bakıldığında, şirketlerin çoğunluğu (yüzde 53) hem B2B hem de B2C alanında faaliyet göstererek, dengeli bir pazar stratejisi izliyor. Bununla birlikte, yüzde 42 oranında sadece B2B'ye odaklanan şirketler bulunurken, yalnızca B2C'ye hizmet veren şirketlerin oranı yüzde 5 ile sınırlı.
 
Fintech'lerin çoğunluğu genişleme aşamasında
Katılımcı fintech şirketlerinin yüzde 63'ü genişleme aşamasında. Şirketlerin yüzde 56'sı ilk turda yatırım alırken, yüzde 44'ü henüz bu yatırımı almış değil, bu da sektörde finansman açıklarına işaret ediyor. Katılımcı şirketlerin yüzde 54'ü hem yerel hem de uluslararası pazarlarda faaliyet gösterdiğini belirtirken, yüzde 16'sı yabancı satışlarının toplam gelirlerinin yüzde 20'sine kadar çıktığını, yüzde 11'i ise bu oranın yüzde 50'ye kadar ulaştığını bildiriyor.
 
Türkiye'deki fintech'lerin en büyük dış pazarı Batı Avrupa
Batı Avrupa, yüzde 40 ile yerli fintech'lerin en büyük pazarı konumunda. Onu yüzde 23 ile Orta Doğu, yüzde 19 ile Doğu Avrupa ve yüzde 9 ile ABD takip ediyor. Aynı zamanda, fintech'lerin önümüzdeki beş yılda genişlemeyi hedefledikleri ilk üç bölge Batı Avrupa (yüzde 63), Orta Doğu (yüzde 61) ve Doğu Avrupa (yüzde 53) olarak öne çıkıyor.
 
En büyük tehdit ekonomik belirsizlik
Ekonomik belirsizlik, önümüzdeki 12 ay içinde Türkiye'deki fintech şirketleri için en büyük tehdit olarak öne çıkıyor, katılımcıların yüzde 44'ü bunu birincil endişe kaynağı olarak belirtiyor. Bu durum, enflasyon, döviz dalgalanmaları ve finansal istikrarsızlık gibi daha geniş makroekonomik zorluklara işaret ediyor. Yüzde 23 ile düzenleyici belirsizlik ikinci sırada yer alıyor ve uyumluluk gerekliliklerinin sürekli değişmesi ile finansal düzenlemelerin öngörülemezliği konusundaki endişeleri yansıtıyor. Yüzde 13 oranında fintech şirketi, teknolojik rekabeti önemli bir zorluk olarak görüyor ve hızla gelişen dijital ortamda sürekli yenilik yapma gerekliliğini vurguluyor.
 
Büyük ölçekli fintech'ler çoğunlukta
Ankete katılan fintech'lerin yüzde 33'ü 100'den fazla çalışanı olan büyük ölçekli şirketler. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yüzde 30'u 10-49 çalışan arasında yer alırken, yüzde 16'sı 50-99 çalışanı olan orta ölçekli şirketlerden oluşuyor. Geriye kalan katılımcılar ise mikro işletme kategorisine giriyor. Türkiye'nin fintech sektöründeki iş gücü görünümü önümüzdeki yıl için büyük ölçüde olumlu görünüyor. Ankete katılan fintech şirketlerinin yüzde 67'si iş gücünde önemli bir artış beklerken, yüzde 28'i ise orta ölçüde bir büyüme öngörüyor. Bu bulgular, Türkiye'nin fintech sektörünün aktif bir büyüme aşamasında olduğunu ve fintech çözümlerine olan talebin artmasıyla birlikte yetenek kazanımına odaklandığını ortaya koyuyor.
 
Fintech'ler yapay zekâyı benimsiyor
Katılımcıların dörtte üçünden fazlası, operasyonlarında yapay zekâyı kullandığını belirtiyor. Yaklaşık yüzde 65'i, yapay zekâ tarafından üretilen sonuçları doğrulamak için belirlenmiş roller oluşturduklarını ifade ediyor. Neredeyse tüm katılımcılar, sektör için kritik öneme sahip olan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu (KVKK) bildiklerini belirtiyor. Ayrıca, yüzde 95'ten fazlası, şirketlerinin KVKK yükümlülüklerine uyduğunu ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 70'ten fazlası Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası'ndan (AI Act) haberdar olduğunu belirtirken, yalnızca yüzde 40 civarında bir kesim bu düzenlemeye uyum sağlamak için adım attıklarını ifade ediyor.

YORUMLAR
  2017 yılının en iyi oyunları belli oldu
2017 yılının en iyi oyunları belli oldu