A24.com.tr » yaşam » Levent Kırca kimdir kaç yaşında hayatını kaybetti nereli

Levent Kırca kimdir kaç yaşında hayatını kaybetti nereli

Levent Kırca kimdir kaç yaşında hayatını kaybetti nereli

Türk sinema ve tiyatro tarihinin usta ismi Levent Kırca'yı ölüm yıl dönümünde saygı, özlem ve sevgiyle anıyoruz. Peki Levent kırca Levent Kırca kimdir kaç yaşında hayatını nasıl neden kaybetti nereli?

Usta isim bugünden 3 yıl önce aramızdan ayrıldı. A24 ekibi olarak Kırca'yı sayı, sevgi ve özlemle anıyoruz.

Usta sanatçıyı ilk ananlardan biriside Kırca'nında yazarlık yaptığı Aydınlık'tan Emine SAĞLAM AKFIRAT oldu. İşte Akfırat'ın "Bir Tutam Levent Kırca" başlıklı yazısı.

İşçi Partisi, 30 Mart 2014 yerel seçimlerde Levent Kırca’ya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı teklif etmişti. Levent Kırca önce düşünmüş sonra Parti görevi deyip kabul etmişti...

Hemen seçim çalışmasına başlamak istiyordu. Ama henüz hiçbir hareketlilik yoktu. Onun için Parti’nin verdiği görev büyük ve önemliydi. Daha seçim kurullarına adaylık başvuruları bile yapılmamıştı. Kırca’nın bu heyecanı ve isteği hepimizi etkiledi. Partimiz, kısa sürede eksiklikleri giderdi. Beni de Levent Kırca seçim çalışmasının örgütlenmesi için görevlendirdi. O dakikadan itibaren Levent Kırca’nın özel kalem müdürüydüm. İl merkezinde yapılan bir toplantıda Kırca ile tanıştırıldık. Yardımcısı olduğumu duyunca gözlerinin içi gülmeye başladı. Ben, “Sanatçı kaprisleri var mıdır? Çalışma tarzı nasıldır?” diye düşünürken, o ayağa kalktı ve içten bir şekilde, sevgiyle sarıldı. Ne düşündüğümü anlamış gibi, “Merak etme çok uyumlu ve disiplinli bir adamım, sizi üzmem” diyerek içimizi rahatlattı.

Ekip olarak hepi topu yedi kişiydik.

Adayımız çok disiplinliydi. Her sabah buluşma yerimize herkesten önce gelirdi. Biz gelene kadar gelenle geçenle sohbet ederdi. Bizi gördüğünde ‘yaşa baba yaşa’, ‘göreve hazırım’ diyerek yanımıza gelirdi. Bir gün bile “yoruldum, dinleneyim” dediğini duymadık. Seçim meydanlarında tam bir Parti militanıydı. İstanbul’da gitmediği ilçe, gezmediği çarşı-pazar-kahve kalmamıştı. Bıkmadan, usanmadan, yerel yönetim politikalarını anlatır, sonra da halkın oylarına talip olurdu.

YEDİ KİŞİYLE ÖZÇEKİM

Seçim otobüsümüz evimiz gibiydi. Sıcacıktı... Simit yedik, ayran içtik, üzüntülerimizi, sıkıntılarımızı, sevinçlerimizi birlikte yaşadık. Yazılı metinlere sadık kalmazdı. O anda ne hissediyorsa öyle başlardı konuşmaya. Lütfi Kırdar Kongre Salonu’nda yaptığı ilk konuşmaya mizahla başlamıştı:

- Adam Arıyoruz...

“Evet adam arıyoruz. İşi gücü bıraktık adam arıyoruz. O var. Bu var. Her şey var. Her köşe başı AVM var. Duvarcı, yolcu, mimar, peyzajcı. Her şey var. Hırsız.... En bolu da hırsız. Ülkemizin, kavununun karpuzunun yanında hırsızı da meşhur.

“Bir kere evimize hırsız girmişti. Hırsız gaz sıkıp bizi uyuşturmuş. İncik boncuk bir şeyler almış, basmış gitmiş. Polise haber verdik. O zaman polisler Türkiye’nin polisi. Tayyip’in “destan yazan kahramanları” değiller. Henüz Hoca efendininkiler teşkilatı ele geçirip, kumpaslara başlamamışlar. Neyse, yakalamışlar hırsızı ha; o zamanlar Hırsızlar yakalanabiliyordu. Gazeteler yazdı bu olayı, Levent Kırca’nın hırsızı diye. Adam benim özel hırsızım oldu. Aradan bir yıl geçti geçmedi, bu bizim hırsız bir bayram günü çal kapı geldi. Bir kutu da lokum yaptırmış. Belki de onu da Hacı Bekir’den çalmıştır. Abi Allah senden razı olsun. Sayende meşhur oldum, çok daha rahat çalıyorum şimdi. Levent Kırca’nın hırsızı diye kapıları kendiliklerinden açıyorlar. Benimle fotoğraf çektirenler bile var. Hey gidi, sonra duydum bakan olmuş.”

HALKIN İÇİNDE

Sokaklarda dolaşmak, birebir ilişkiye geçmek, Levent Kırca’ya büyük keyif veriyordu. Halkın içinde kendini güvende hissediyordu. Seçim çalışması boyunca Levent Kırca ile yaşadıklarımızdan ve etkinliklerimizden bazılarını, onun anısına, paylaşmak istiyorum.

Levent Kırca sanata, resme, heykele olan düşkünlüğünü, entelektüel birikimini, babasından aldığını söylerdi. Kendisine hem annelik hem babalık yapan annesi Bahriye Özbay Kırca’yı her zaman çok sevdiğini söylerken gözleri buğulandı.

Sonra birden kendini toparlayıp, gözlerini uzaklara dikerek, refah seviyesi yükselmiş bir Türkiye’de gönül rahatlığıyla sanatını icra edebileceği günlere özlem duyduğunu anlatmıştı.

ÜRETTİĞİMİZ ÇUVALLAR

Levent Kırca ilk ziyaretimizin grevde olan işçilere olduğunu duyduğunda çok mutlu olmuştu. Grev yerinde kendini evinde gibi hissetmişti. Kadın işçiler evlerinden getirdikleri yaprak sarmalarını Kırca’yla paylaştı. Her bir işçinin dertlerini dinledi. İşçilerin ürettiği çuvala siyasi bir anlam katarak, “Biz sizin ürettiğiniz çuvalları Amerikan askerlerinin başına geçirmiştik” deyince keyifli dakikalar yaşanmıştı.

ÇOCUKLA DAYANIŞMA

Bir sabah, İstiklâl Caddesi üzerindeki Parti binamızın köşesinde küçük bir çocuk darbuka çalıyordu. Bir süre çocuğu izledikten sonra “Sen iyi para toplayamıyorsun ver bakayım darbukayı” deyip aleti çocuğun elinden almıştı. Orada birikenlere yarım saat boyunca müzik ziyafeti vermişti. Gelen geçen “Aaaaa Levent Kırca...” deyip şaşırıyordu. Şapkanın içi para dolup taştı. Kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyenlerden de para alıp hepsini çocuğa vermişti. Çocuğun ve Levent Kırca’nın yüzündeki ifade görmeye değerdi.

YORULAN KOLA ÇÖZÜM

Otobüsümüzde halkı selamlarken sürekli el salladığı için koluyoruluyordu. Arkadaşlar sırayla yanına oturup kolunu onun yerine sallıyordu. Ondan da hoşlanmazdı. Sallama, dinlen derdik”, yok aniden karşımıza halk çıkarsa” deyip sallamaya devam ederdi. Cadde başında durup otobüsün kapısını açtık. Kısa sürede izdiham oluştu.’Yaşa baba yaşa’ diye ortalık yıkılıyordu. Halk, sevgisini ve saygısını gösteriyordu. O gün yüzlercesine muradımızı anlattık. İkramlarıyla karnımızı doyurduk. Suyumuzu ve çaylarımızı içtik. Adayımız sohbetten hiç yorulmuyordu. Bıraksak sabaha kadar devam edebilirdi.

Gün bitiminde Kırca’nın değerlendirmesi: “Bir; bugün anladım ki acilen kolumu benzer plastik kol ve el yapmalıyım. İki; otobüs kapılarını açık tutacağız. Halk bizi doyurur da, korur da.”

VATANSEVERLERE VEFA BORCU

Ergenekon tutukluları Levent Ersöz ve Muzaffer Tekin cezaevinden tedavi için Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirilmişti. Bunu duyar duymaz kendimizi hastanede bulduk. Odalarında tecrit edilmiş, başlarında jandarma, sıkı güvenlik altındaydılar. Askerlerin arasından başlarını uzatarak Kırca ile görüşmeye calıştılar. Kırca uzaktanda da olsa ellerinden yakaladı, sevgiyle sıktı. Duygularını ifade eden mektuplarını, gururla ve umutla bakan gözlerle adayımızın avucuna sıkıştırdılar. Bu mektuplar onun için paha biçilmeyecek kadar değerliydi. Yüzünde komutanlarımızı görmenin verdiği huzur vardı. Bu, Partili bir sanatçının vatanseverlere gösterdiği vefa borcuydu... O sadece seçim programı kaygısıyla hareket etmiyordu. Türk aydınının vicdanının ve kimliğinin nasıl olması gerektiğini o gün bize göstermişti. Kırca için vefa borcu kişisel değildi, aynı zamanda bir vatan sevgisiydi.

VASİYETİ

30 Mart 2014 tarihli Aydınlık Gazetesi’nde Levent Kırca, elli günlük seçim çalışmasını ve duygularını şöyle özetlemişti: “Asla unutamayacağım günler yaşadım. (...) Elli küsür gün...

Levent Kırca aramızdan ayrılmadan önce: “Emine arkadaşım, Parti ile farklı düşündüğüm noktalar var ama, ben Partili olarak ölmek istiyorum. Parti’den asla ayrılmam. Partili olmak beni güçlü hissettiriyor” demişti. Öyle de yaptı ve hepimize vasiyetini bıraktı:

Dik durun!

Adil olun,

sabırlı olun.

Atatürk’le kalın,

Cumhuriyet’le kalın,

hoşçakalın!..”

LEVENT KIRCA KİMDİR?

Levent Kırca, 1948 doğumlu oyuncu, yönetmen. "Olacak O Kadar" programıyla 17 yıl ekranlarda olan Kırca, unutulmaz tiplemeler yarattı. Aynı zamanda birçok tiyatro oyununa imza attı.

Levent Kırca, 28 Eylül 1948 tarihinde Samsun Ladik’de doğmuştur. Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nden mezun olmuştur. İlk kez sahneye çıkışı 1965 yılında Cüneyt Gökçer’in öğrencisi olarak Ankara Devlet Tiyatrosu’nda gerçekleşti. 1966 yılında öğrenciyken Buzlar çözülmeden oyunuyla sahneye çıktı. Hemen ardından Orhan Erçin Tiyatrosu’nda tuluat ve ortaoyunu oynadı. Daha sonra Maltepe Komedi Tiyatrosu, Ankara Birlik Sahnesi ve Halk Oyuncuları’nda görev aldı.

İLGİLİ HABER Büyük usta Levent Kırca'yı saygı, özlem ve sevgiyle anıyoruz Büyük usta Levent Kırca'yı saygı, özlem ve sevgiyle anıyoruz

Vasıf Öngören sayesinde epik tiyatroyla tanıştı. Onun tiyatrosunda “Adam Adamdır”, “Asiye Nasıl Kurtulur?”, Aziz Nesin’in “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” oyunlarında oynadı.

Daha sonra televizyona geçiş yapan Kırca, birçok dizinin yapımcılığını üstlendi, aynı zamanda bu dizilerde rol aldı. Bunlar; “Sağlık Olsun”, “Ne Olur Ne Olmaz”, “Nasreddin Hoca Oyun Treni”, “Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?”, “Bu Oyun Nasıl Oynanmalı?” idi.

1978 yılında sinemaya “Altınşehir” adlı filmle el attı. 1979’da “N’olacak Şimdi?” adlı filmde oynadı. Aynı yıllarda Arkadaş kabare tiyatrosu’nu, 1980′de Levent Kırca tiyatrosu’nu kurdu. Bunun ardından “Mavi Muammer” (1985), “Ölürsün Gülmekten” (2000), “son” (2001), “Şeytan Bunun Neresinde” (2002) ve “Kendini Bırak Gitsin” (2004) geldi. Yine 2004’te “Ağa Kızı adlı dizide oynadı. Bu filmlerde rol almasının yanısıra “Son” filminin senaryosunu yazdı, aynı zamanda “Son” ve “Şeytan Bunun Neresinde” filmlerinin yönetmenliğini üstlendi. 2006 yapımı “Reyting Kasabası” filmini de yönetti.

Bir yandan sinemayla uğraşan Kırca, diğer yandan “Hodri Meydan Topluluğu” adlı tiyatro grubunu kurdu. Bu toplulukla “Sefiller”, “Üç Baba Hasan”, “Kadıncıklar”, “Güzel ve Çirkin” gibi oyunlar sergiledi. Eski eşi Oya Başar da bu oyunların kadrosunda bulunuyordu.

Levent Kırca’yı Türk halkının zihnine kazıyan en önemli yapım, 1988'de başlayıp 21 yıl boyunca ekrana gelen “Olacak O Kadar” dizisi oldu. Dizideki “Küçük Hüsamettin”, “Cevat Kelle”, “Bestami” gibi tiplemeler yıllarca akıllardan silinmedi aynı zamanda dizi, birçok genç yeteneği tiyatroya kazandırdı. 2002 yılının sonunda ise “Levent Kırca Tv” adlı bir kanal kurdu ancak kanal, 3 ay sonra yayından kaldırıldı. Birkaç gün boyunca RTÜK’ü protesto etmek için açlık grevi yaptı.

Levent Kırca Mart 2009 Belediye Seçimleri için DSP'den Üsküdar Belediye Başkanlığı için aday olmuştur, fakat 4'üncü sırayı alarak kazanamamıştır.

Levent Kırca, 1998 yılında Kültür Bakanlığınca verilen Devlet Sanatçısı unvanını aldı. Devlet Sanatçısı ünvanı Nisan 2015 ayında geri alındı. Saint Petersburg Bal Mumu Heykelleri Müzesi'nde heykeli olan nadir Türk sanatçılardandır.

1 Mart 2011 tarihinden itibaren yayın hayatına günlük gazete olarak devam eden Aydınlık Gazetesi'nin yazarıdır. Aynı zamanda Vatan Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu üyesidir.

Levent Kırca'ya 2015 temmuz ayında karaciğer kanseri teşhisi kondu ve tedavisine başlandı. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde karaciğer kanseri nedeniyle tedavi gören tiyatrocu Levent Kırca 12 Ekim 2015 tarihinde 67 yaşında hayatını kaybetti.

Evlilikleri :

1. Evliliği: 1975 yılında TRT’de yazar ve yönetmenlik yapan Nur Diner ile evlendi. 1985 yılında boşandı. Bu evlilikten de Oğulcan Kırca ve Özdeş Kırca adında iki oğlu oldu.

2. Evliliği: ikinci evliliğini haziran 1985 yılında Oya Başar ile yaptı. Bu evlilikten Umut Kırca ve Ayşe adında 2 çocuğu bulunuyor. 2000 yılında boşanıp, 2001 yılında ikinci kez evlendiler, ama 2005 yılında tekrar boşandılar.

YORUMLAR
  Ünlü isimlerin vücutlarına yaptırdığı en özel dövmeler ve anlamları...
Ünlü isimlerin vücutlarına yaptırdığı en özel dövmeler ve anlamları...