A24.com.tr » sağlık » Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Merkezi Kanser Hastalarının Umudu Oldu

Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Merkezi Kanser Hastalarının Umudu Oldu

Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Merkezi Kanser Hastalarının Umudu Oldu

Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden yapılan yazılı basın açıklaması:

Hastanemizde 27. Ekim. 2023, cuma günü açılan yenilenmiş Nükleer Tıp Merkezimiz, dünyanın en ileri cihazları ile donatılmış olup, alanında en başarılı hekimlerimiz ve çalışanlarımız ile kanser hastalarına ücretsiz ve cansiperane hizmet verecektir.

Hastanemizin Onkoloji Merkezinin en önemli ünitelerinden biri olan Nükleer Tıp Merkezimizde; performansının yeni nesli ve dünyanın en yeni ve en ileri teknolojideki Kanser tarama cihazı olan PET/CT cihazı, Gama kameraları, sintigrafi cihazı ve İyot Tedavi Merkezimiz ile artık hastalarımıza deneyimli, fedakâr hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımızla birlikte heyecan ve coşkuyla cansiperane çalışmaya devam edeceğiz. 

Bir diğer önemli husus olarak da bugüne dek ileri tetkik, teşhis ve tanı tedavisi için civar illere kilometrelerce yola tahammül etmek zorunda kalan onkoloji hastalarımız tüm bu zorluktan kurtulmuş olacaklardır. Böylelikle, hastalığın tetkik, teşhis, tanı ve tedavisinde son derece hızlı çalışarak, hastalarımızın yaşam konforunu yükselteceğiz.

Onkolojik tetkik- tarama cihazlarına ulaşabilmek için ödenen onlarca Lira masraftan da ÜCRETSİZ TEDAVİ ile hastalarımıza önemli bir katkı sağlayacağız.

Bilimsel alanda ise tüm ülkemiz genelinde konuyla ilgili tüm meslektaşlarımız ile düzenli- sistemli- hızlı iletişim ve bilgi paylaşımı yapacağız. Ayrıca, sürekli hizmet içi eğitimlerle hastanemizin bilimsel donanımını da en ileri noktaya taşıyacağız.

Çok değerli medya mensupları, Nükleer Tıp Merkezimizin açılışının sizler için haber değeri taşıyacağı inancımla, yoğun çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. Sizler, gazetecilik mesleğini büyük bir fedakârlık ve titizlikle icra etmektesiniz. Gerçekte ise biz hekimler ile birlikte çok büyük bir sinerji oluşturmaktayız. Sizlerin sağlık alanındaki gelişmeleri halkımız ile buluşturmanız bu önemli iş birliğimizin ana temasıdır.  Bu vesileyle tüm ulusal ve yerel medya mensuplarımıza emekleriniz için şimdiden teşekkür ederim.

Bana göre, ileriye yönelik projelerimizi yaparken yaşadıklarımızdır HAYAT… Bizler, BU HAYATIN en önemli zamanını bilimsel dayanağı en güçlü, en hızlı ve en başarılı biçimde kullanarak, şifa arayan kıymetli hastalarımıza en kaliteli sağlık hizmetini sunarak kullanmak zorundayız.

Hayata Bilgi ve yaratıcılıkla ve bilimin ışığında müdahale edebilmek dileklerimle…

Saygılarımla

Başhekim

Prof. Dr. Turhan TOGAN

 

Nükleer Tıp Nedir, Ne işe Yarar?

Nükleer tıp, vücudun önceden belirlenen bölgesinin görüntülenmesi ve gerektiğinde ilgili doku, kemik ya da organda bulunan tümör benzeri oluşumların yok edilmesi ile ilgilenen bilim dalıdır. Organ, kemik ve dokuların yapı ve fonksiyonelliği hakkında bilgi sunan nükleer tıp yöntemleri, pek çok önemli hastalığın tanı ve tedavisinde kullanılır.

Nükleer görüntüleme yöntemlerinde düşük miktarda radyoaktif madde ve radyofarmasötik kullanılır. Farmasötik, vücuda verildiğinde ilgili dokuya bağlanan maddelerdir. Radyoaktif madde ile bağlandığında ise radyofarmasötik olarak tanımlanır ve radyoaktiviteye bağlı olarak gama ışınlarının yayılmasına yol açar. Bilgisayara bağlı özel kameralar tarafından görüntülenen bu ışımalar, vücudun görüntülenen kısmı hakkında ayrıntılı bilgi sunar.

Pek çok kanser türü, kalp sağlığı, endokrin, gastrointestinal ve nörolojik bozuklukların yanı sıra vücutta bulunan diğer anormalliklerin tanısının koyulması, şiddetinin belirlenmesi ve tedavi edilmesi için kişiye düşük miktarda radyoaktif madde verilmesiyle vücut içindeki moleküler aktivitenin yeri kesin olarak belirlenir.

Bu nedenle nükleer tıp yöntemleri ile pek çok farklı hastalığın henüz kişiyi etkileyen semptomları ortaya çıkmadan teşhisi koyulabilir ve hastalık tedavi edilebilir. PET/CT ve SPECT/BT gibi cihazların kullanıldığı nükleer tıp bölümü hekimleri, 6 yıl tıp fakültesi eğitiminin ardından 4 yıl da nükleer tıp alanında uzmanlık eğitimi alır.

PET/CT Nedir?

Pozitron emisyon tomografisi (PET) ile bilgisayarlı tomografi (CT)'nin birleştirilerek kullanıldığı PET/CT (Pozitron Emisyon Tomografi & Computed Tomography) teknolojisi, dünya çapında kullanılan ileri teknoloji tıbbi görüntüleme yöntemidir.

PET, vücudun metabolik ve fizyolojik açıdan değerlendirmesini sağlayan tarama yöntemiyken CT, vücuttaki anatomik değişimlerin belirlenmesini sağlar.

PET/CT, çoğunlukla kanserin tanı ve evrelenmesinde ya da farklı bir deyişle yaygınlığın belirlenmesinde kullanılsa da kalp krizi geçiren kişinin kalp kasında canlı doku varlığının belirlenmesine, epilepsi odağının saptanmasına ve Alzheimer gibi hastalıkların erken safhada yakalanmasına olanak tanır.

Tüm bunların yanı sıra nedeni bilinmeyen ateş gibi hastalıkların tanısı ve enfeksiyon odaklarının bulunması için de kullanılır. PET/CT, hastalığın nerede ve ne zaman oluştuğu hakkında kesin bilgi sunar.

Bu yüzden PET/CT tetkiki sonrasında tedavi yaklaşımı değişebilir ve gereksiz cerrahi girişimler önlenir.

Bazı vakalarda ise PET/CT sonucuna göre yayılım olmayan hastalarda ilaçlı tedavi yerine ameliyatla tümörün çıkarılmasına karar verilebilir. PET/CT, kanser ilaçlarına karşı vücudun verdiği yanıtın izlenmesi için de kullanılır. İlgili bölgedeki yapısal değişim ve hücresel aktivite sayısal açıdan değerlendirilir.

PET/CT Nasıl Uygulanır?

İşlem öncesinde hastanın altı saat boyunca bir şey yiyip içmemesi gerekir. Hastanın açlık durumu kontrol edilir ve kan şekeri ölçümü yapılır. Hasta açsa ve kan şekeri uygun düzeydeyse hastaya damar yolundan, ağızdan ya da enjeksiyonla radyofarmasötik madde verilir. Bu ilaç şekerden oluşur. Şeker kullanılmasının temel sebebi, dışarıya sinyal veren radyoizotoplarla bağlanmasıdır. Radyo izotoplu şeker, kanser hücrelerinin çok fazla şeker kullanmasından dolayı en küçük kanser hücrelerinin dahi içine girer.

İlacın vücuda yayılması için 45 dakika ile 1 saat arası bir süre beklendikten sonra hasta, PET/CT cihazına alınır. Çekim başladığında hastanın üzerinde yattığı yatak, hafifçe hareket eder ve ilgili bölgenin ayrıntılı görüntülemesi yapılır. Bu işlem yaklaşık 35 ile 45 dakika arasında sürer ve bu süre boyunca hastanın sırt üstü yatar pozisyonda olması gerekir.

Çekim, MR gibi kapalı bir cihaz içinde yapılmadığından, kapalı yerde kalma korkusu olan hastalar için de işlem sorunsuz bir şekilde tamamlanır.

PET/CT çekimi sırasında kişinin hareket etmemesi gerekir. Eğer, hasta hareket etmişse çekim işlemi tekrarlanır. Bu işlemde olduğu gibi diğer nükleer tıp uygulamalarında da kişi düşük oranda radyasyona maruz kalır. Vücutta birikime yol açmayan radyoaktif maddeler, kendiliğinden, idrar, ter ve dışkı yoluyla vücuttan atılır. Hastaların 12 saat boyunca hamilelerden ve küçük çocuklardan uzak durması önerilir.

PET/CT Öncesi Nelere Dikkat Edilmelidir?

Diyabet hastalarının, gebelerin ve emziren annelerin PET/CT çekimi için randevu oluşturmadan önce hekimi mevcut durumları hakkında bilgilendirmesi son derece önemlidir.

PET/CT çekiminden önceki gün, kişinin egzersiz yapmaması ve yorucu fiziksel aktivitelerden kaçınması önerilir. Hekim, su tüketimi ile ilgili olarak kısıtlama yapmadıysa 8- 10 bardak kadar su içilmelidir. PET/CT öncesinde kişinin 6 saat boyunca aç kalması gerekir. Ayrıca, görüntü kalitesinin etkilenmemesi için hasta işlem öncesinde soğuğa maruz kalmamalıdır.

Her hasta için özel olarak hazırlanan radyofarmasötik madde kısa ömürlüdür ve hızla yok olur. Bu yüzden hastanın tam randevu saatinde hastanede olması önemlidir.

Nükleer Tıp Hangi Hastalıkların Tanısında Kullanılır?

Hastaya damar yoluyla, enjeksiyonla ya da oral yolla düşük oranda radyoaktif madde verilmesiyle uygulanan görüntüleme yöntemlerinde hastaya ilaç verilmesinin nedeni, ilacın hedeflenen organ ya da dokuya ulaşarak orada tutulum göstermesidir. İlacın bölgeye tutulum göstermesi ile birlikte doku ya da organ özel kameralarla görüntülenir.

Bilgisayara aktarılan görüntüler nükleer tıp uzmanı hekimler tarafından değerlendirilir.

Nükleer tıp uygulamaları, pek çok hastalığın tanı ve tedavisinde uygulanır. Bölümlere göre kategorize edilen rahatsızlıklardan bazıları şunlardır:

•        Akciğer Rahatsızlıkları: Akciğerde kan pıhtılaşması olarak bilinen pulmoner emboli tanısında uygulanır.

•        Böbrek Rahatsızlıkları: Böbrek enfeksiyonları, böbreklerde idrar kaçağı varlığının araştırılması ve idrar yollarında tıkanıklığın görüntülenmesi için kullanılır.

•        Kalp Rahatsızlıkları: Bazı hipertansiyon vakalarında hastalığın sebebinin araştırılması, koroner arter hastalığının tanısı, bypass cerrahi ile tedavi olanların değerlendirilmesi için uygulanır.

•        Nörolojik Rahatsızlıklar: Beyin, boyun, damar ameliyatlarının yanı sıra Parkinson, epilepsi odağının saptanması, epilepsi amacıyla operasyon planlanan hastaların değerlendirilmesi amacıyla, demans ve bazı felç hastalıklarının tanısında kullanılır.

•        Onkolojik Rahatsızlıklar: Tümör varlığının ve yerinin saptanması, tümör evresinin belirlenmesi, tümörün diğer doku ve organlara sıçrayıp sıçramadığının saptanması ve kanserli kemiklerde ağrı tedavisi için uygulanır.

•        Ortopedik Rahatsızlıklar: Gizli kırıkların ve kemik enfeksiyonlarının saptanması için kullanılır.

•        Diğer Rahatsızlıklar: Guatr, safra kesesi, bağırsak kanaması, yemek borusu ve mide hastalıklarının yanı sıra lenf yollarının incelenmesi, gizli enfeksiyonun saptanması, tükürük bezlerinin değerlendirilmesi için kullanılır.

Gama kamera cihazı nedir?

Gama kameralar hastadan yayınlanan gama ışınını kolimatörden geçtikten hemen sonra kristalde oluşan görünür ışığın elektronlarını, foton çoğaltıcı tüpler tarafından çoğaltarak bilgisayara gönderen tıbbi cihazdır. Bu yöntemle hasta vücudundaki radyofarmasötik dağılımın görüntülenmesi sağlanır.

Gama kamera ile alınan görüntülere ne ad verilir?

Sintigrafi; eser düzeyde ışın etkin (radyoaktif) bir maddenin genellikle damardan verilmesinden sonra "Gamma kamera" denen görüntüleme aygıtıyla işlev bilimsel bir durumun (organdaki kanlanma vb. değişim) görüntülenmesi tekniği olup, kemik, kalp, beyin ve dinamik böbrek sintigrafisi gibi türleri bulunmaktadır.

Gama kamera cihazlarının ana ünite ve elemanları nelerdir?

Gamma kamera cihazlarının ana ünite ve elemanları; kolimatörler, sintilasyon kristali, foto multipliyer tüp (PMT), preamplifiyer (ön yükseltici), amplifiyer (yüksetici), pozisyonlama elektronik devreleri, sinyal yükseklik analizörü PHA (Puls Height Analyzer), Katot Işınları Tüpü (CRT)'den oluşturmaktadır.

Radyoaktif İyot Tedavisi Nedir?

Atom tedavisi olarak da bilinen radyoaktif iyot tedavisinde tiroit kanseri hastalarında sağlıklı dokuların korunması ve kanserli hücrelerin ortadan kaldırılması hedeflenir.

Radyoaktif iyot tedavisi, aktif tiroit kanseri türlerinin tedavisinde kullanılan oldukça etkili bir yöntemdir.

Tiroit bezi tarafından salgılanan hormonlar, vücudun büyüme ve gelişme metabolizmasını düzenler. Hipertiroidi olarak da adlandırılan bu bezin fazla çalışmasına bağlı olarak gelişen rahatsızlık; hastada asabiyet, anksiyete, taşikardi, ellerde titreme ve uyku sorunlarına neden olabilir.

Tiroit kanseri vakalarının yanı sıra, bazı durumlarda hipertiroidi hastalarına da radyoaktif iyot tedavisi uygulanabilir.

Tiroit bezinin sağlıklı çalışabilmesi için iyoda ihtiyaç duyulur. İhtiyaç duyulan iyot miktarı genellikle besinlerden alınır. Bu mantıkla geliştirilen radyoaktif iyot tedavisinde ise vücuda düşük dozda iyot verilir. Bu tedavi yönteminde, kanserli hücreler hedef alınarak bu hücrelerin yayılması (metastaz) engellenir ve aynı zamanda sağlıklı dokular korunur.

Trijenerasyon nedir?

Trijenerasyon, ısı ve elektrik üretimi sağlayan kojenerasyon sistemine ek olarak ‘soğutma’ faydasının da sağlanmasıdır. Trijenerasyon sistemleri, tesislerde elektrik ve ısı enerjisi ürettiği gibi ayrıca soğutma sistemleri için soğuk su üretir. Bir başka deyişle Trijenerasyon, tek bir enerji kaynağından yararlanılarak elektrik, ısıtma ve soğutma enerjilerinin eş zamanlı üretimidir. Trijenerasyon sistemleri mevsimsel veya sürekli soğutma ihtiyacı olan işletmelere uygulanarak tasarruf ve yüksek enerji verimliliği sağlar. Hastaneler, 24 saat boyunca kesintisiz elektrik, ısıtma ve soğutma enerjisine ihtiyaç duyar. Özellikle hastane odalarının ısıtılması, kaloriferlerin yanması, kullanım suyunun sıcak olması, hastanenin gerekli yerlerinde kullanılan buhar ihtiyacının kesintisiz verilebilmesi ve yaz aylarında hastanenin belirlenen yerlerinde soğutma hattı ile hastane odalarının istenilen sıcaklık seviyesinde tutulması adına trijenerasyon tesislerinin hastanelerde kullanılması son derece önemlidir. Trijenerasyon sistemleri tek yakıt tipini bir sistem içerisinde elektrik, ısıtma ve soğutma olmak üzere 3 farklı enerji çeşidi ortaya çıkarmaktadır.

YORUMLAR
  Yeni dizilerden Siyah Beyaz İddialı geliyor
Yeni dizilerden Siyah Beyaz İddialı geliyor