Toplumsal Tarih'in 370'inci sayısı çıktı
Saat: 14:57
Derginin bu sayısında geçen sayıda girizgâh yapılan dosyanın devamı niteliğindeki Orta Çağ'da Avrupa Tarihi dosyası bulunuyor.
Fatih Durgun'un editörlüğündeki dosyada okuyucuların ilgiyle okuyacakları yazılar bulunuyor.
Dosyanın ilk yazısında Neslihan Şenocak, Ortaçağ ile ilgili en meşhur konulardan bir tanesi olan Kilise ve devlet çatışmasını masaya yatırıp Avrupa'da ruhani güç-dünyevi güç ikileminin nasıl ve neden ortaya çıktığına, Hristiyanlığın başından beri böyle bir ayrımın olup olmadığı vb. sorulara yanıt arıyor.
İkinci makalede Selim Tezcan; keşiş, tarihçi ve tefsirci Guibert de Nogent'in tanıklığı ile 12. Yüzyıl Rönesansına ve Haçlı Çağının başlangıcında Ortaçağ'a ışık tutuyor.
Dosyadaki üçüncü yazıda Ahmet Usta, Haçlı Seferleri ardından Doğu Akdeniz'e yerleşen Avrupalıların noterlik sistemini bölgede nasıl yaydıklarına odaklanıyor.
Dosyanın son makalesinde Ceren Pilevneli-Çubuk, Ortaçağ Avrupa'sında kıyamete dair gerçekleşmemiş öngörülerin toplumun kimlik, çevre ve zaman algısını etkileyerek modern Avrupa'nın düşünce ve sanat dünyasını nasıl şekillendirdiğini tahlil ediyor.
Dosya dışı yazıların ilkinde Ahmet Demirel, 16. Yüzyılda yazılmış bir Osmanlı istihbarat raporu üzerinden dönemin Osmanlı-Avrupa ilişkilerine ve Osmanlı istihbaratının işleyişine bakıyor.
İkinci sıradaki yazıda Bilen Işıktaş, Mısır aristokrasisinden Prens Halim Bey'in Şerif Muhiddin'e gönderdiği bir mektup üstünden 19.yy sonu-20. yy. başı İstanbul müzik yaşamını ve dönemin entelektüel, toplumsal ilişkilerini analiz ediyor.
Üçüncü yazıda Faysal Mayak, CHP-Demokrat Parti propaganda rekabeti üzerinden, Antalya örneğini esas alarak, CHP genel sekreterliği ile taşra yönetimleri arasındaki ilişkinin nasıl bir düzlemde yürüdüğünü bizlere anlatıyor.
Dördüncü yazıda Burak Başaranlar, post-Kemalist literatürün sınırlılıklarından hareketle 38 sonrasında hayata geçirilmesi planlanan politikaların ne derece hayata geçirilebildiğini, bu politikaların Dersimliler tarafından nasıl karşılandığını irdeliyor.
Beşinci yazıda M. Hakan Koçak, unutulan bir Ankara fabrikası olan Yüniş'in ortaya çıkışını, üretimini, döneminde nasıl ilgi gördüğünü ve sanayileşme tarihimizdeki yerini inceliyor.
Son yazıda ise Oğuz Erdur, Sovyet kadın yönetmen Esfir Şub'un Sovyet sinemasındaki yerini ve Türkiye'de geçirdiği yaklaşık bir yıllık süre zarfında yaşadıklarını ağırlıklı olarak kendi anılarından aktarıyor.